Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/151 E. 2021/3682 K. 01.07.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/151
KARAR NO : 2021/3682
KARAR TARİHİ : 01.07.2021

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları …’in maliki olduğu 165, 216, 301, 352, 355, 367 ve 448 parsel sayılı taşınmazlarını davalı annesi … ile davalı kızkardeşi …’e satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalıların da alım gücü bulunmadığını, terekeden satış bedeli çıkmadığını, mirasbırakan ile davalılar arasında para alış verişi bulunmadığını ve taşınmazların gerçek değeri ile gösterilen değer arasında fahiş fark bulunduğunu ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemişlerdir.
Davalılar, dava konusu taşınmazların kök muris …’den kaldığını, ata geleneği gereğince muris …’den kalan bu taşınmazları evin tek erkek çocuğu olan mirasbırakan …’e bıraktıklarını, mirasbırakanın 2014 yılı mart ayında aile ortamında yaklaşık 150.000,00 TL kredi ve kredi kart borcu bulunduğunu ve ödeyemez hale geldiğini belirterek yardım etmesi üzerine, havale ya da elden ödeme şeklinde mirasbırakana 100.000,00 TL’den fazla para verdiklerini, mirasbırakanın bankalara olan borcunu büyük oranda kapattığını, verdikleri paraya karşılık da dava konusu taşınmazların kendilerine devredildiğini, gerçek bir satış olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, mirasbırakanın bankalara olan borcunun davalılar tarafından ödendiği, dava konusu taşınmazların alacak-borç ilişkisi nedeniyle devredildiği, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinafı üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesince, mirasbırakanın bankaya olan borçlarının davalılarca yapılan ödeme ile sonlandırıldığının kanıtlanamadığı, kaldı ki taşınmazların rayiç değeri ile ödendiği iddia olunan borç arasında fark bulunduğu, devir nedeniyle mirasbırakana bir ödeme yapılmadığı, davalılar tarafından mirasbırakanın davacı … ile evlenmesine rıza gösterilmediği, husumet oluştuğu, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2. maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 01.07.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle; temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gözetilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 26/1. maddesinde; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, mirasbırakan …’in 216 sayılı parselde elbirliği mülkiyeti ile malik olduğu miras payını ve 165 sayılı parseldeki 1/5 payını davalı … …’e devrettiği, dava konusu 165 ve 216 parsel sayılı taşınmazlarda anılan paylar dışında kalan kısımların davalı …’e ait olup dava konusu yapılmadığı, ne var ki mahkemece bu ayrım gözetilmeden 165 ve 216 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı …’e ait tüm pay üzerinden talep aşılmak suretiyle hatalı hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, taşınmazın aynına ilişkin eldeki davada hükmedilecek vekalet ücreti, dava edilen taşınmazın (davacının miras payının) dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi oranda belirlenmelidir.
Ancak, peşin ve tamamlama yoluyla yatırılarak dava değerinin toplamda 190.151,95 TL’ye yükseltildiği gözetilmeksizin dava edilen payların dava tarihindeki değerleri üzerinden fazladan vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
Anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesine ait hükmün ( 3-a ) fıkrasının hükümden tümden çıkarılmasına, yerine;
“Davanın KABULÜNE,
… ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 165 parsel sayılı taşınmazda davalı … adına kayıtlı olan 2/5 payın …/40 pay olarak kabulü ile, 5/40 payının iptaline ve 3/40 payın davacı …, 2/40 payın davacı … adına tesciline, kalan 11/40 payın davalı … üzerinde bırakılmasına,
… ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 216 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydının, kök mirasbırakan … …’den mirasbırakan …’e intikal eden kısmının davacıların miras payları oranında iptali ile, … mirasçıları olan davacılar miras payları oranında ortak kılınmak suretiyle … … mirasçıları adına verasette iştirak halinde tesciline ( … mirasçısı dava dışı … …’in miras payı davalı … üzerinde kalacak şekilde ),
… ili, … ilçesi, … köyünde bulunan 301, 352, 355, 367 ve 448 parsel sayılı taşınmazlarda davalılar … ve … adına olan tapu kayıtlarının … 3. Noterliği’nin 13.04.2015 tarihli mirasçılık belgesinde belirtilen davacıların miras payları oranında iptali ile aynı pay oranlarında davacılar adına tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına, ‘’ cümlesinin yazılmasına,
Yine bölge adliye mahkemesine ait hükmün ( 3-c ) fıkrasında geçen “28.876,35” TL “ibaresinin çıkarılmasına, yerine; “21.710,63 TL” ibaresinin yazılmasına, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01/07/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.