YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1097
KARAR NO : 2021/1903
KARAR TARİHİ : 31.03.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 5737 sayılı Kanun’un 17. maddesi uyarınca dava konusu 44 parsel sayılı taşınmazın aslının vakıf olduğunun tespiti ile 1/4 pay …’in gaipliğine ve kayyım adına yatırılan kamulaştırma bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın taviz bedelinin ödendiğini, vakıfla ilişiğinin kesildiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “…Hâl böyle olunca, TMK’nin 33. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle her iki ilan arasında 6 aylık süre bulunacak şekilde ilanların yapılması; öte yandan, gaipliği istenen kayıt malikinin nüfus kaydının ve mirasçısının bulunup bulunmadığının Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden sorularak 5737 sayılı Kanun’un 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi …’ nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Ne var ki, kamu düzenine ilişkin olan harç konusu temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken bir husus olup, davalı kayyım gaip kişilerin hak ve menfaatlerini korumak üzere, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca atandığına ve kayyım sıfatıyla temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için eldeki davada davalı olarak yer aldığına göre, eldeki dava yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti söz konusu olamaz.
O halde, mahkemece davalının yasal hasım olduğundan bahisle karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına ilişkin karar verilmesi doğru değildir.
Ancak; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 2. bent olarak “Alınması gereken 1.876,64TL harçtan peşin alınan 469,20TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.407,44TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 469,20TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 31.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.