YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10716
KARAR NO : 2022/1413
KARAR TARİHİ : 22.02.2022
MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemli dava sonunda Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 29/01/2021 tarihli, 2021/56 Esas ve 2021/68 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakan … …’in ikinci eşi ve ondan olma kızı …’den mal kaçırma amacıyla 125 ada 4, 125 ada 50, 268 ada 11 ve 340 ada 11 parsel sayılı taşınmazlarını davalı çocuklarına temlik ettiğini, ayrıca mirasbırakanın 1600 ada 191 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümü de parasını ödeyerek davalı … adına satın aldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, mümkün olmazsa tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçelerinde, … adına kayıtlı taşınmaz olmadığı için onun yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, 3 numaralı bağımsız bölümü…’nın bedelini ödeyerek üçüncü kişiden edindiğini, mirasbırakanın 340 ada 11 parsel sayılı taşınmazı hibe ettiğini, …’nin bu taşınmazdaki ¼ payı aleyhine mal kaçırıldığı iddia edilen mirasbırakanın ikinci eşi …’ye verdiğini, temlik tarihlerinde davacıların mirasçı olmadıklarını, …’nın mirasbırakan baktığını, diğer çocuklarının da hep babaları ile ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın temlikteki amacının mal kaçırma olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacılar istinaf dilekçelerinde özetle, murisin hayatta iken muvazaa iddiasında bulunarak açtığı davada, çocuklarına taşınmazlarını danışıklı bir şekilde mal kaçırmak amacıyla devrettiğini kendi beyanlarıyla açıkladığını, gerekçeli kararda bu konu üzerinde hiç durulmadığını ve açıklama dahi yapılmadığını, yerel mahkeme tarafından iddialar ve bu iddiaların dayanağı olan delillerin hiç değerlendirilmediğini, mahalli bilirkişilere ve tanık beyanlarına hiç itibar edilmediğini, hem tanıkların hem de mahalli bilirkişilerin beyanlarında murisin maddi açıdan sıkıntı içinde olmadığını ve taşınmazlarını satma ihtiyacı olmadığını ifade ettiklerini, ayrıca tanıkların murisin hayatta iken eşi olan müvekkili …’un yanında kaldığını ve ölümüne yakın son zamanlarında bakıma muhtaç bir hale geldiğini kendileri tarafından bakıldığını ifade ettiklerini, karşı tarafın tanıklarının yakınları olduğunu, davalıların kardeşi olan tanık …’ın beyanlarına itibar etmesinin adil bir yargılamanın yapılmadığını gösterdiğini, taşınmazların muris tarafından kullanılmaya devam edildiğini, murisin ikinci eşi ve bu eşi ile müşterek çocuk olan kızı …’den mal kaçırmak amacı ile taşınmazları devrettiğini, davalıların dava konusu taşınmazları satın alabilecek maddi durumu bulunmadığını, tenkis hazırlanın raporun göz ardı edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 29/01/2021 tarihli, 2021/56 Esas ve 2021/68 Karar sayılı ilamı ile; satış suretiyle yapılan temliklerin muvazaalı olmadığı, aksinin davacılar tarafından ispat edilemediği, 3 numaralı bağımsız bölümün parasının muris tarafından verildiğinin ispat edilmediği, hibe suretiyle devredilen taşınmaz için de saklı payı ihlal kastının bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karara verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar temyiz dilekçelerinde özetle, tanık beyanlarının ve mahalli bilirkişi beyanlarının hiç dikkate alınmadığını, sadece murisin kızı …’in beyanlarına itibar edildiğini, murisin taşınmazları temlikten sonra kullanmaya devam ettiğini, Yargıtay kararları doğrultusunda bir karar olmadığını, murisin ikinci eşi ve müşterek çocukları …’den mal kaçırmak için taşınmazlarını temlik ettiğini, boşanma aşaması için de bu işlemi yaptığını, temlik tarihinde mirasçı olmasalar bile eldeki davayı açmaya hakları olduklarını, temliklerin bedelsiz olduğunu, davalıların ekonomik güçleri olmadığını, bilirkişi raporuna aykırı hüküm kurulduğunu, tenkis taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, istinaf kararında … adına taşınmaz olduğunun bildirildiğini, bu taşınmazın murisle bir bağlantısı olmadığını, murisin başka çocukları da olmasına rağmen tüm malını bir kaç çocuğuna bıraktığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescili, olmazsa tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun 706., Türk Borçlar Kanunu’nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 565. maddesinin 3. fıkrası “Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,”ın, 4 üncü fıkrası ile “Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.”ın tenkise tabi olduğunu düzenlemiştir.
3.2.3. TMK’nın 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesinin birinci fıkrası ise “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” hükmünü düzenlemiştir.
3.2.4. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinde Bölge Adliye Mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK’nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000,00TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.
3.2.5. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
3.2.6. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Somut olayda, mirasbırakan … …’in 4, 50 ve 268 ada 11 parsel sayılı taşınmazlarını 27/11/1996 tarihinde davalı oğlu …’e, …’in de 15/04/1999 tarihinde davalı …’ya satış suretiyle temlik ettiği, yine mirasbırakanın 340 ada 11 parsel sayılı taşınmazını 08/02/1993 tarihinde ½’şer pay ile davalı çocukları … ve …’ye temlik ettiği, …’nin bu payın yarısını 11/03/1993 tarihinde murisin ikinci eşi …’ye, kalan payını ise 26/01/1994 tarihinde mirasbırakan babasına devrettiği, mirasbırakanın da anılan bu payı 02/04/1997 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı kızı …’ya temlik ettiği, …’in 340 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını 15/04/1999 tarihinde davalı …’ye temlik ettiği, 191 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümün ise dava dışı Hikmet tarafından 05/03/1998 tarihinde davalı … temlik edildiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Davalı … sadece 340 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının sahibi olduğuna göre, anılan payın dava tarihindeki değeri 126.675,65 TL olup davacılar …’nin 3/32 miras paylarına karşılık gelen 11.875,84 TL ile …’ın ¼ miras payına karşılık gelen 31.668,91 TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı, davalı … adına kayıtlı dava konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değeri 473.453,83 TL olup davacılar …’nin 3/32 miras paylarına karşılık gelen 44.386,30 TL’nin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı, … adına kayıtlı tenkisi istenilen 3 numaralı bağımsız bölümün dava tarihindeki değeri 110.000,00 TL olup davacılar …’nin 3/64 saklı payına karşılık gelen 5.156,25 TL’nin eklenilmesi halinde dahi değerin 2021 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL’nin altında kaldığı görülmektedir.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
VI.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre davacı …’ın davalı … ve … yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun (IV.3.) paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
VI.2. Davacı …’ın davalı … yönünden, diğer davacıların ise tüm davalılar yönünden temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığından temyiz dilekçelerinin değerden REDDİNE,
VI.3. Aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL harcın temyiz eden davacı …’dan alınmasına, 22/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.