Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/10700 E. 2023/4776 K. 25.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10700
KARAR NO : 2023/4776
KARAR TARİHİ : 25.09.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/729 E., 2021/795 K.
DAVA TARİHİ : 14.11.2017
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/533 E., 2021/110 K.

Taraflar arasındaki Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı ile davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ile tereke temsilcisi vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı … dava dilekçesinde özetle; Rize ili Çayeli ilçesi Yeşiltepe köyü Balıkçı Mevkii 178 ada 6 ile 176 ada 8 ve 13 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan amcası … Balıkçı’ya ait olduğu halde sadece davalılardan … adına tespit ve tescil edildiğini, …’den de muvazaalı biçimde diğer davalıya devredildiğini, amcası …’un ölene kadar bu taşınmazları kullandığını, öldükten sonra da amcasının eşi davalı …’nin taşınmazları kullanmaya devam ettiğini, amcasının çocuksuz ölmesi nedeniyle kendilerinin de taşınmazlarda miras haklarının bulunduğunu belirterek dava konusu 178 ada 6 ile 176 ada 8 ve 13 parsel sayılı taşınmazlarda davalı adına kayıtlı olan tapu kayıtlarının iptali ile … Balıkçı mirasçıları adına veraset ilamındaki payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, çekişmeli parsellerin … ‘ya ait olduğu ve davalı …’ ye de ondan intikal ettiği, davalılar arasındaki satış işleminin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında … Balıkçı mirasçıları adına tapuya tesciline, davalı … aleyhine açılan davanın ise usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, tereke temsilcisi ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı … ve tereke temsilcisi … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … hakkında verilen husumet yokluğu nedeniyle usulden red kararının hukuka aykırı olduğunu, zira her iki davalının muvazaalı işlem yapılması hususunda anlaştıklarını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının usulden red kararı yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının çekişmeli taşınmazlarla ilgili herhangi bir hak iddia etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, taşımazların …’ye ait olduğu bilindiği için de satış işlemine kadar herhangi bir dava açılmadığını, bunca yıldır nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla davalı … tarafından kullanılan taşınmazların satın alınması esnasında davalı …’nın kötüniyetli olduğunun iddia edilemeyeceğini, zira taşınmazların davalı …’ye ait olmadığı noktasında tereddüt oluşturabilecek somut hiçbir neden bulunmadığını beyanla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, HMK’nın 357 nci madde hükmü uyarınca yargılama sırasında ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğine, çekişmeli taşınmazların mirasbırakan tarafından davalı …’ye bağışlandığının davalı tarafça ispatlanamamasına, aralarındaki yakın akrabalık ilişkisine bağlı olarak davalı …’nin çekişmeli taşınmazların durumunu bilen ya da bilebilecek kişilerden sayılması nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamayacak olmasına, dava tarihi itibariyle tapu maliki olmayan kişilere karşı açılacak tapu iptali ve tescil davalarının husumet yokluğu nedeniyle usulden reddedilecek bulunmasına ve tüm dosya kapsamına göre Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı ve tereke temsilcisi vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.(1) inci maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve tereke temsilcisi vekili ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Tereke temsilcisi vekili ile davalı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun; 14 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27 nci, 240 ıncı ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda, Rize ili Çayeli ilçesi Yeşiltepe köyü çalışma alanında bulunan 176 ada 8 ve 13 ile 178 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve taksime dayanılarak belgesizden davalı … adına tespit ve tescil edildikleri, daha sonra 29.06.2017 tarihinde davalı …’ya satıldığı anlaşılmıştır.

2. Hemen belirtilmelidir ki, kayıt maliki olmayan davalı … yönünden husumet nedeniyle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin temyiz itirazının reddedilmesi gerekmiştir.

3. Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince; Mahkemece davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

4. Somut olayda, davalı tanıklarından … kızı … yerine Hasan kızı …’ün dinlendiği, tanık için çıkarılan davetiyede tanığın kimlik bilgilerine yer verilmediği anlaşılmıştır.

5. Bilindiği üzere; iddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27 nci maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.

6. Diğer taraftan; tanık delili, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 240 ilâ 266 ncı maddeleri arasında düzenlenmiş olup HMK’nın 243 üncü maddesinde; “(1) Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir… ” hükmüne yer verilmiştir.

7. Hâl böyle olunca; davalının bildirdiği tanık Mustafa kızı … yerine Hasan kızı … dinlenilmek suretiyle davalının savunma hakkı kısıtlandığından, kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.

V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı ve tereke temsilcisi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 373/1 inci maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun’un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Çayeli Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

25.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.