Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/10629 E. 2022/2308 K. 21.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10629
KARAR NO : 2022/2308
KARAR TARİHİ : 21.03.2022

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babası … …’ün 888 parsel sayılı taşınmazdaki 19/80 payını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, anılan temlikin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçıların payı oranında adlarına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, taşınmazı bedelini taksitler halinde ödemek suretiyle satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/03/2021 tarihli ve 2018/19 E., 2021/139 K. sayılı kararıyla; davacının murisi … …’ün 10/12/2017 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacı ve ağabeyi …’ün kaldığı, dava konusu taşınmazın muris … … tarafından 6/12/2017 tarihinde davalıya satıldığı, dinlenen tanıkların satışın muvazaalı olduğu yönünde bir beyanda bulunmadıkları, taşınmazın satışından sonra davalının ağabeyi tarafından kullanılmaya başlandığı, muris … …’ün çocukları ile arasında bir problem olmadığı hususları dikkate alınarak muvazaa olgusu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Tereke temsilcisi vekili, davalı tarafın taşınmaz bedelini murisin ölümünden bir yıl önce ödemeye başladığı savunmasına karşın belge ibraz edemediğini, tapuda gösterilen değer ile taşınmazın keşfen tespit edilen değeri arasında 3,12 kat fark bulunduğunu, dosya kapsamında dinlenen tanıkların, murisin maddi sıkıntısı bulunmadığını, dava konusu taşınmazı çok sevdiğini ve satmasını gerektirir neden bulunmadığını, davalı ile dava dışı murisin oğlu …’ün yakın arkadaş ve çocuklarının nişanlı olması nedeniyle de dünür olduklarını beyan ettiklerini ancak bu beyanların Mahkemece dikkate alınmadığını, mirasbırakanın asıl amacının taşınmazı dava dışı oğlu …’e temlik etmek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/11/2021 tarihli 2021/889 E., 2021/918 K., sayılı kararıyla;taşınmazın halen mirasçı olmayan davalı … adına kayıtlı olması, tanık …’ın beyanına göre taşınmazla davalı …’ın kardeşi tarafından ilgilenilmesi ve diğer tanık beyanlarının muvazaa olgusunu ispata yeterli olmaması dikkate alındığında davacı tarafın muris muvazaası olgusunu ispat edemediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tereke temsilcisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Tereke temsilcisi vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
3.2.2. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; “Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
(III.) ve ( IV.3.) numaralı paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 21/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.