Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/10557 E. 2022/4178 K. 26.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10557
KARAR NO : 2022/4178
KARAR TARİHİ : 26.05.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda davanın reddine dair Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15/09/2021 tarihli 2021/120 Esas, 2021/334 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26/05/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan …’in mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, maliki olduğu 1623 parsel sayılı taşınmazdaki 4000/25800 payını dava dışı kızı …’ya Selçuk Noterliğinin 22.12.1986 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile temlik ettiğini, anılan parseldeki hissenin ifraz-tevhit, cebri tescil ve muvazaalı işlemlerden sonra oluşan 9357 parsel sayılı taşınmazın 1/2’şer payla dava dışı …in kızı ve torunu olan davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı 4000/12000 payın miras payları oranında iptali ile adlarına tescilini istemişler; davacılardan …’ın yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları yargılamaya katılmışlardır.
II. CEVAP
Davalılar, mirasbırakanın, dava dışı oğlu …in kumar borçları yüzünden taşınmazdaki payını sattığını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/11/2015 tarihli ve 2014/56 Esas – 2015/287 Karar sayılı kararıyla; muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 08/09/2020 tarihli ve 2016/17181 Esas – 2020/3863 Karar sayılı kararıyla; “…Somut olayda; dinlenen davacı tanıklarından …, … ve … ile davalı tanıklarından …’nin ifadelerinde mirasbırakanın çekişmeli taşınmazdaki payını iki milyon liraya dava dışı kızı …e sattığı yönünde beyanda bulundukları gözetildiğinde, mirasbırakan tarafından dava dışı …e yapılan ilk satışın muvazaalı olmadığı, gerçek ve bedeli mukabilinde yapıldığı, bu hali ile temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun söylenemeyeceği, davacıların iddialarını ispat edemedikleri sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle III. paragrafta yer alan karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/09/2021 tarihli ve 2021/120 Esas – 2021/334 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davanın reddine ilişkin kararın gerekçesiz, dayanaksız ve isabetsiz olduğunu, bir kısım tanık beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verildiğini, tanık …’nin zaten birden fazla kez dava konusu taşınmazda eski kayıt maliki olduğunu, bu tanığın ilk satışın muvazaalı olmadığı yönünde beyanda bulunmasının normal olup, ayrıca dava dışı …in de eski damadı olduğunu, tanık …’nın da …in eşi olup, tarafsız olmasının beklenemeyeceğini, dosyada on tanık dinlendiği halde yalnızca dört tanığın beyanına itibar edildiğini, değerlendirmenin sadece tanık beyanları üzerinden yapılmasının da hatalı olduğunu, bedeller arasındaki farkın tespit edildiğini, bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını, davalı tarafın savunmalarını ispat edemediğini, mirasbırakanın, açmış olduğu davadan feragat ettiğini, mirasbırakanın kandırıldığı iddiasıyla açtığı ve feragatla sonuçlanan davanın da muvazaayı kanıtladığını, devir silsilesi ve temliklerin akrabalar arasında yapılması nazara alındığında muvazaanın ortaya konulduğunu, alıcıların alım gücü olup olmadığının, satış bedelinin ödenip ödenmediğinin, banka hesaplarına satış bedeli girip girmediğinin incelenmesi gerektiğini, ilk el dava dışı …in taşınmazı 1986 yılında 2 milyon TL bedelle aldığı halde 13 yıl aradan sonra 1999 yılında dava dışı …’ye de satışın aynı rakamla yapılmasının muvazaayı kanıtlamaya yeterli olduğunu, eksik incelemeyle karar verildiğini, iddianın neden kanıtlanamadığının dahi açıklanmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu’nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu’nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
6.3. Değerlendirme
(IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.