Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/10494 E. 2023/4878 K. 27.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10494
KARAR NO : 2023/4878
KARAR TARİHİ : 27.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/198 E., 2021/566 K.
DAVA TARİHİ : 08.05.2012
HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarih, 2016/2011 Esas, 2018/7106 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 114 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olan ve fakat kadastro tespiti sırasında yol olarak tespit harici bırakılan kısmın zilyetliğe dayalı olarak son parsel numarası verilmek ya da 114 ada 5 parsele ilave edilmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın yol olarak tespit harici bırakıldığını, davacının 20 yılı aşan bir kullanımının da bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

Davalı … vekili, dava konusu yerin kazandırıcı zamanaşımı yolu ile edinilmesinin mümkün olmadığını, 2007 yılında paftasında yol olarak bırakıldığını, 20 yıllık sürenin dolmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 03.02.2015 tarihli ve 2012/276 Esas 2015/46 sayılı kararı ile, dava konusu yerin bitişiğindeki 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazla bütün halinde 40 yıldır davacının babası ve onun ölümünden sonra davacının zilyetliğinde bulunduğu, yol ile dava konusu taşınmaz arasında kot farkı olduğu, eylemli olarak yol amaçlı kullanılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 63,63 m2lik taşınmazın davacı adına kayıtlı aynı yer 114 ada 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 27.11.2018 tarihli, 2016/2011 Esas, 2018/7106 Karar sayılı kararı ile; eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar
Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın davacı … tarafından 40-50 yıldır tarım yapılmak amacı ile kullanıldığı, davacıya büyük babasından intikal ettiği ve ilk kullanım halinin raporlarda ve mahalli bilirkişi beyanlarında da ifade edildiği şekilde sınır çitleri yukarıya taşınmadan önceki hali ile olduğunun sabit olduğu, bilirkişilerce hazırlanan raporlardan da anlaşıldığı üzere 63,63 m2 lik kısmın davacı taşınmazı ile bütünlük arz ettiği ve bu kısmın eylemli yol olarak kullanılmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro çalışmaları sırasında tespit harici yol olarak bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
4721 sayılı … Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

3. Değerlendirme
1. Dosya içeriğinden; davacının maliki olduğu 114 ada 5 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davacı adına 07.02.2007 tarihinde tespit edildiği, tespitin 15.06.2007 tarihinde itirazsız kesinleştiği, çekişmeli taşınmazın yörede 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak tespit harici bırakıldığı, davacı yanın zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak çekişmeli kısmın 114 ada 5 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi suretiyle tescil isteğinde bulunduğu, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabul edildiği görülmektedir.

2. Hemen belirtilmelidir ki, bozma kararına uyulmakla, lehine olan taraf yararına, usuli kazanılmış hak oluşacağı ve bozma kararının gereklerinin tam ve eksiksiz biçimde yerine getirilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, Mahkemece bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilmek mümkün değildir.

3. Somut olayda Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarih, 2016/2011 Esas, 2018/7106 Karar sayılı kararında belirtildiği şekilde çekişmeli taşınmaz bölümlerine komşu 114 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tespit tarihi olan 2007 yılına en yakın tarihte çekilmiş yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları dosya arasına getirtilmemiş, 1998 yılına ait hava fotoğrafı üzerinden inceleme yapılmış; öte yandan 1976, 1982 ve 1984 yıllarına ait hava fotoğrafları da incelenmeden sonuca gidilmiştir.

4. Hal böyle olunca; öncelikle çekişmeli taşınmaz bölümlerine komşu 114 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların tespit tarihi olan 2007 yılına en yakın tarihte çekilmiş yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafının dosya arasına getirtilmesi, sonrasında taşınmaz başında fen bilirkişisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten rapor düzenlemesinin istenilmesi; fen bilirkişisine keşfi izlemeye ve denetlemeye elverişli ayrıntılı harita ve rapor düzenlettirilmesi, zilyetlikle kazanma şartlarının davacı taraf lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmesi, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

27.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.