Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/10350 E. 2022/4105 K. 25.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/10350
KARAR NO : 2022/4105
KARAR TARİHİ : 25.05.2022

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MUDANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve 2015/319 Esas – 2019/126 Karar sayılı kararıyla davanın esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli, 2021/83 Esas, 2021/1338 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25/05/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar … v.d. vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar, Mudanya Mirzeoba Mahallesinde yapılan kadastro çalışması neticesinde kök mirasbırakanları …’e ait olan ve taksim edilmeyen 114 ada 280 ve 132 ada 6 parsel sayılı taşınmazların hatalı olarak dava dışı mirasçılardan Mustafa Şen adına tespit ve tescil edildiğini, yurt dışında bulunduklarından dolayı tespite itiraz edemediklerini, dava dışı Mustafa’nın da 114 ada 280 parseli davalı …’e, 132 ada 6 parseli ise diğer davalı …’e satış suretiyle temlik ettiğini, aynı köyden olan davalıların taşınmazların kök mirasbırakan …’e ait olduklarını bilmelerine rağmen iyi niyetli davranmadıklarını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazları bedelini ödeyerek, iyiniyetli olarak satın aldıklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/03/2019 tarihli ve 2015/319 Esas – 2019/126 Karar sayılı kararıyla, taşınmazların kök mirasbırakan …’ten intikal edip etmediğinin tespit edilemediği gibi davalıların kötüniyetli olduklarının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, aynı adada parselleri bulunan davalıların taşınmazların kök muris …’den gelme olduğunu bilmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, mirasçılar arasında yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun harici veya senetlendirilmiş geçerli bir taksim sözleşmesi bulunmadığını, kök murisin ölmüş olması, mirasçısı …’in de ölümü, müvekkillerinden birinin Almanya’da diğerinin de Edremit’te ikamet etmeleri nedeniyle kadastro tespitinde hazır bulunmamaları nedeniyle kök muristen kalan taşınmazların talan edildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 06/10/2021 tarihli ve 2021/83 Esas – 2021/1338 Karar sayılı kararıyla, kök mirasbırakan …’in terekesine ait olduğu iddia edilen dava konusu taşınmazlar için davacıların 3. kişi konumunda bulunan davalılara karşı miras payları oranında açtıkları tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceği, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf istemlerinin kamu düzeni gereği kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b.2. maddesi uyarınca, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/318 Esas sayılı dosyası ile taşınmazların kök muris …’den intikal ettiğinin sabit olduğunu, aynı köyde aynı adada taşınmazları bulunan davalıların çekişme konusu taşınmazların kök muris …’den geldiği hususunu bilmemelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalıların usulünce yapılmış bir taksim sözleşmesi sunmadıklarını, yemin deliline dayandıkları halde mahkemece bu konuda bir işlem yapılmadığını belirtip kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. TMK’nın 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.
Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2). paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, temyiz edilen davalılar vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 25/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.