Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2021/1034 E. 2022/4896 K. 16.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1034
KARAR NO : 2022/4896
KARAR TARİHİ : 16.06.2022

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: ÇORUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece iptal-tescil isteğinin reddine, alacak isteğinin kabulüne dair verilen kararın davacı vekili ve davalı tarafından istinafı üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25.01.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı vekili Avukat …, Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. bilahare dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava dışı Hazineye ait olan dava konusu 335 ada 89 parsel sayılı taşınmazın üzerine borsa kompleksi kurulması ve istihdam sağlanması amacıyla davalı … Borsasına devredildiğini, devir işleminden sonra davalı … tarafından yapılacak inşaata kaynak temini için kompleks içerisine inşaa edilecek depo ve büroların satılmasına karar verildiğini, kendisinin de depo almaya karar vererek bu doğrultuda davalı ile aralarında “Borsa Kompleksi Depo Ünitesi Yapım Protokolü” sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme gereğince ödemelerini eksiksiz yaptığını, borsa kompleksi inşaatının tamamlanarak 124 adet depo ve büronun hak sahiplerinin kura çekilerek belirlendiğini, taşınmaz üzerine dava dışı Hazine tarafından konulan şerh de terkin edildiği halde davalının kendisine isabet eden dava konusu K Blok 1 nolu bağımsız bölümü devre yanaşmadığını, devir için “arsa bedeli” adı altında 32.935,50 TL ve ayrıca “ortak alan harcamaları ” adı altında ödeme yapmasının istenildiğini, davalıyla aralarında imzalanan sözleşme ile açıkça arsa bedeli alınmayacağının kararlaştırıldığını, yine ortak alan harcamalarına ilişkin bir düzenleme de bulunmadığını ileri sürerek dava konusu 335 ada 89 parseldeki K Blok 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescilini, davalıya altyapı katılım bedeli ve ortak alan harcamaları adı altında yaptığı ve yapması gereken ödemeler belirlenerek alacağının bulunup bulunmadığının tespitine, alacak tespit edildiği takdirde şimdilik 500,00 TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler gereğince davacının arsa bedeli ve ortak alan harcamalarına ilişkin ödemeleri yapması gerektiğini, davacının kötüniyetli olarak dava açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece Mahkemesince, davacının iptali ve tescil isteğinin reddine; alacak isteği yönünden ise davanın kabulü ile, taraflar arasında imzalanan protokol gereğince davacıdan alt yapı ve ortak alan harcamalara katılım bedeli olarak fazladan talep edilen 2.277,10 TL’den sorumlu olmayacağı anlaşıldığından 2.277,10 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili; tapu iptal-tescil isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, gerekçeli kararda, davalı borsa ile üyeleri arasında yapılan sözleşmeler ile üyelere tanınan hakkın “taşınmazlardan yararlanma hakkını veren sınırlı bir ayni hak olduğu” belirtildiğini, noter huzurunda çekilen kuradan sonra taraflar arasında imzalanmış bulunan “TUTANAKTIR” başlıklı belgede “Borsaca yapımı tamamlanan komplekste bulunan …. Tonluk ….. nolu deponun mülkiyeti, yine anılan kanunda belirtilen 5 yıllık sürenin dolması sonucu, ilgili yerin tapu kaydında bulunan şerh ve dolayısıyla mülkiyetin devrindeki hukuki engelin kalkması halinde, iş bu protokolün diğer tarafını teşkil eden üyeye devredilecektir.” hükmünün yer aldığını, taraflar arasında düzenlenmiş bulunan sözleşmelerde, davacıya tanınmış bulunan hakkın sadece kurada adına çıkan taşınmazlardan yararlanma (intifa) hakkı değil, yatırım teşvik belgesinde belirtilen yatırımların yapılması ve 5 yıllık sürenin dolması sonrasında ana taşınmazın tapu kaydında bulunan şerhin kalkması halinde mülkiyetin kendisine devredilmesini isteme hakkı olduğunu, Hazineden davalı borsaya bedelsiz olarak temlik edilmiş bulunan ana taşınmaz üzerindeki şerh kaldırıldığını, böylece davacı sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı şekilde kurada adına çıkan taşınmazların mülkiyetinin kendisine devredilmesini talep hakkını kazandığını, davacının da içerisinde yer aldığı üyelerin, Borsa tarafından yaptırılan borsa kompleksi inşaatı için, yine Borsa tarafından miktar ve zamanı tespit edilmiş bulunan ödemeleri, Borsaya borç vermek için değil, borsa kompleksi inşa edildiğinde noter huzurunda çekilecek kura sonunda adlarına çıkacak olan depo ve dükkanların mülkiyetine sahip olacakları inancıyla yaptıklarını, sözleşmelerin de bu amaçla yapılmış ve bu hususlar kararlaştırıldığını, bu nedenle yerel mahkemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi borç verme ve borçlanma olarak nitelemesinin doğru olmadığını, yerel mahkemece kamu kurumu sıfatını taşıyan tarafının çıkarını üstün tutması adil yargılama ve tarafsızlık ilkesine uygun olmadığını, davalı Borsanın, davacı ile aynı durumda bulunan diğer bazı üyelerinin de benzer şekilde dava açtıklarını, üyeler arasında yapılmış bulunan sözleşmelerde 5 yıllık kullanım süresi sonunda ana taşınmazın tapu kaydı üzerine konulmuş bulunan şerhin kaldırılması ve mülkiyetinin devrindeki engelin kalkması üzerine dava konusu taşınmazların davacıya tapudan devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ve iyiniyet ilkeleri gereğince tapu iptali ve tescil istemleri yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili; yerel mahkeme kararının alt yapı katılım bedeli ve ortak alan harcama katılma bedelinin iadesine yönelik olarak verilmiş olan kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarihli ve 2020/1836 E. 2021/199 K. sayılı kararıyla; somut olayda 5174 sayılı yasanın 33. maddesi gereğince davalı … Borsasının arsa bedeli almadan dava konusu taşınmazı karşılıksız olarak devretme yetkisinin bulunmadığı, 12/02/2016 tarihli müfettiş raporu ve idareyle yapılan yazışmalarda borsa üyelerinden arsa bedeli alınmadan devir yapılamayacağının bildirildiği, müfettiş raporları ve Prof. Dr. Şahin Akıncı’nın raporu bir arada değerlendirildiğinde, borsanın üyeleri ile yaptığı sözleşmelerin mülkiyet hakkının devrine ilişkin değil kullanım hakkına ilişkin sözleşme niteliğinde olduğu, davacının iptal-tescil isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kesinlik sınırı altında kaldığından bahisle reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; ilk derece ve istinaf mahkemesinin gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanmış bulunan protokolün 5. maddesinde “Borsa, depo sahibi katılımcı üyeden, kompleks depo inşaatlarının yapımı için arsa bedeli almaz. İnşaatın yapımında maliyet bedeli haricinde kâr almaz.” şeklinde yer alan hüküm nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin bağışlama sözleşmesi olduğu şeklinde haksız gerekçe oluşturulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin bağışlama veya bağışlama vaadi sözleşmesi olarak adlandırılması hukuka aykırı olduğunu, Hazineye, Katma Bütçeli Kuruluşlara, Belediyelere veya İl Özel İdarelerine ait arazi veya arsaların gerçek veya tüzel kişilere bedelsiz devrine ilişkin yönetmeliğin 18. maddesinin yorumunda hataya düşüldüğünü, Davalı Borsanın dava konusu taşınmazın tapusunun davacıya devri için arsa bedeli adına altında sözleşmelerde yer almayan ve tek taraflı olarak tespit ettiği ilave bir ödeme yapmasını şart koşması iyi niyet kuralına ve vicdana aykırı olduğunu, sözleşmede bulunmayan ve tek taraflı olarak belirlediği ilave bir ödemenin yapılmasını şart koşması açıkça hakkın kötüye kullanılması anlamına geldiğini, borsa kompleksi inşa edildiğinde noter huzurunda çekilecek kura sonunda adlarına çıkacak olan depo ve dükkanların mülkiyetine sahip olacakları inancıyla yaptıklarını, sözleşmelerin de bu amaçla yapılmış ve bu hususlar kararlaştırıldığını, üyeler arasında yapılmış bulunan sözleşmelerde 5 yıllık kullanım süresi sonunda ana taşınmazın tapu kaydı üzerine konulmuş bulunan şerhin kaldırılması ve mülkiyetinin devrindeki engelin kalkması üzerine dava konusu taşınmazların davacıya tapudan devrinin yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ve iyiniyet ilkeleri gereğince tapu iptali ve tescil istemleri yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, sözleşmeden kaynaklı tapu iptali ve tescil ve alacak isteğine ilişkindir.
3.2. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV./3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815.00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.