Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2021/1073 K. 01.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/970
KARAR NO : 2021/1073
KARAR TARİHİ : 01.03.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ECRİMİSİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar … v.d. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptal ve tescil ile ecrimisil talebinden ibaret olup tapu iptal ve tescil istemine ilişkin karar kesinleşmiş bulunmakla, temyize konu uyuşmazlık ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan …’ın maliki olduğu 1, 7, 60, 62, 75, 86 ve 163 parsel sayılı taşınmazları ölünceye kadar bakma akdi ile davalılara temlik ettiğini, mirasbırakanın amacının kız çocuklarından mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile tescile ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, çekişmeli taşınmazlarda davalıların kayden malik olduğu dönemde ecrimisil istenemeyeceği gerekçesiyle isteğin reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; … davada muvazaanın varlığının saptandığı gözetilerek tapu iptal ve tescile karar verilmesi doğrudur. “Ancak, Bilindiği üzere ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir nevi haksız işgal tazminatıdır. Muvazaalı işlemlerin tarafı olan kişilerin kötüniyetli olduğu açıktır. Hal böyle olunca; belirlenecek ecrimisile de hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde;ecrimisil talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Öte yandan, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince mahkemece mahallinde usulünce seçilecek bilirkişi eşliğinde keşif yapılmak suretiyle taşınmaz üzerindeki binaların muris tarafından mı, davalılar tarafından mı yapıldığı tespit edildikten sonra yukarıdaki ilkeler gereğince ecrimisile hükmedilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.