YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/92
KARAR NO : 2021/940
KARAR TARİHİ : 22.02.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan …ın maliki olduğu 3051, 3052, 184 ve 414 parsel sayılı taşınmazları diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak ara malikler kullanmak suretiyle, temlik ettiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davacı …, davadan feragat etmiş, daha sonra 24/12/2013 tarihinde ölmüştür.
Davalı … ve … işlemlerin muvazaalı olmadığını, 3051 parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, 184 ve 414 parsel sayılı taşınmazların bedel karşılığı satın alındığını, 3052 parsel sayılı taşınmazın ise mirasbırakan tarafından devredilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı …, 3051 parsel sayılı taşınmazı bedel karşılığı satın aldığını, satış işleminin gerçek olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, çekişme konusu taşınmazlardan 414 parseli bedel karşılığı satın aldığını ve iyi niyetli olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ölen davacı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 184 parsel sayılı taşınmaz bakımından muvazaa olgusunun varlığının ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptali, tescil isteminin kabulüne, diğer taşınmazlar yönünden ispatlanamayan davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “…Davalı …’in 184 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yönünden, muvazaa olgusunun varlığı saptanarak anılan taşınmaz yönünden yazılı olduğu şekilde tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davacıların 3051 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazları yönünden; dinlenen tanık beyanlarından mirasbırakanın ölünceye kadar davalı … ve Neval ile birlikte yaşadığı ve anılan taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile gelini olan davalı …’e devrettiği dikkate alındığında mal kaçırma amacıyla hareket ettiğinden bahsedilemeyeceği , mahkemece de aynı gerekçe ile bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacıların 3052 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarına ilişkin ise; taşınmazın 2648 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluştuğu, mirasbırakanın tek erkek evladı olan davalı …’e devretmesine rağmen taşınmazın ölünceye kadar mirasbırakan tarafından kullanıldığı, ara malikler arasında yakın ilişkinin ve hiçbir zaman bu kişilerce kullanılmadığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yaptığı , bu taşınmaz yönünden tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesinin doğru olmadığı” işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 3051 ve 414 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 184 ve 3052 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı … tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-K A R A R-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı … yönünden karar verilmesine yer olmadığına,çekişme konusu 3051 ve 414 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 184 ve 3052 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm 3052 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca 3052 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Ancak, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemece kurulan hükmün HMK’nın 297/2 maddesine uygun olmadığı davacıların miras payının gösterilmediği, bu haliyle infazda tereddüte yol açacağı açıktır.
Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 3. ve 4.bentlerinin hükümden tamamen çıkarılarak; 3.bendin yerine; “ Davacılar Saadet Küçükoğlu ve …’in 184 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalarının kabulü ile; davalı … adına kayıtlı İstanbul ili, Silivri ilçesi, Çeltik Köyü 184 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.06.2009 tarih 2009/646 Esas 2009/571 Karar sayılı veraset ilâmına göre davacılar … ve …’in miras payları oranında iptali ile anılan davacılar adına tesciline, kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, 4.bendin yerine; “ Davacılar … ve …’in 3052 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalarının kabulü ile; davalı … adına kayıtlı İstanbul ili, Silivri ilçesi,Çeltik Köyü 3052 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.06.2009 tarih 2009/646 Esas 2009/571 Karar sayılı veraset ilâmına göre davacılar … ve …’in miras payları oranında iptali ile anılan davacılar adına tesciline, kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına”ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.