Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/3907 E. 2022/178 K. 12.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3907
KARAR NO : 2022/178
KARAR TARİHİ : 12.01.2022

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 27/10/2020 tarihli 2020/78 Esas, 2020/308 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 12.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı vekili Avukat … geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü.
I. DAVA
Davacılar, asıl ve birleştirilen davalarında mirasbırakanlarından intikal eden çekişme konusu 6081 parsel sayılı taşınmaz için inşaat ruhsatı almak amacıyla davalı Belediyeye başvurduklarını Belediyenin, taşınmazın toplam 1081.82 m2’lik kısmını yol ve park alanı olarak ayırdığını ve kendilerinin de bu kısmı bedelsiz olarak davalıya devrettiklerini ancak sonradan yapılan imar uygulaması sonucunda geriye kalan kısmın da yol ve park alanı olarak ayrıldığını gördüklerini, böylelikle mülkiyet hakları bedelsiz olarak ellerinden alındığı gibi taşınmaz üzerinde imar izni de verilmediğini, davalının kötü niyetle taşınmazlarını ellerinden aldığını ileri sürerek, taşınmazın davalı adına yol ve park alanı olarak ayrılan kısmının payları oranında adlarına tescili isteminde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı, imar planlarının hukuka uygun olarak yapıldığını, davacıların terk işlemini bedelsiz olarak yaptıklarını, bundan menfaat beklemelerinin ise kötü niyet göstergesi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacı … yönünden malik olmadığı gerekçesiyle aktif husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davacılar yönünden ise iddialarının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 02/10/2019 tarihli ve 2018/5395 E., 2019/4967 K. sayılı kararıyla; “Davacı taraf, 6081 sayılı parselde yol ve çocuk parkı olarak terkettikleri toplam 1.051,82 m2 lik bölümün tapusunun iptali ile adlarına tescil istemişlerse de bu alanın halen bir kısmının yol ve bir kısmının da park olarak kullanıldığı sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, davacı tarafın Belediyeye bedelsiz devrettiği kısmın Belediyece amacı dışında kullanılması halinde davacı tarafın taşınmazı geri isteme hakkı olacaktır. Ne var ki, taşınmazda davacılarca terk edilen kısmın amacı dışında kullanıldığını söyleyebilme imkanı yoktur.Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 19/02/2020 tarihli ve 2020/495 E., 2020/1101 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 27/10/2020 tarihli ve 2020/78 E., 2020/308 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, iddialarını tekrarla, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bağıştan dönme (rücu) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.’nin 244/3. TBK.’nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; resmi sözleşmede yer almamakla ve sözleşme eki olmamakla birlikte mülkiyetin naklinin dayanağını teşkil eden idari karar veya sair belgelerden temlikin koşula bağlandığı anlaşılabiliyorsa bu olgulara değer verilmesi de zorunludur. Bu itibarla tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir.
6.3. Değerlendirme
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği (IV/2) şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 26,30-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.