Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/3829 E. 2021/736 K. 10.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3829
KARAR NO : 2021/736
KARAR TARİHİ : 10.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar-karşı davada davalılar, mirasbırakanları Hayrullah’ın 1984 ada 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğluna devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişler, karşı davada ise mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikler olduğunu, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Asıl davada davalı-karşı davada davacı, akdin ivazlı olduğunu, bakım borcunu yerine getirdiğini, muvazaanın olmadığını, mirasbırakan tarafından davacılara da taşınmazlar verildiğini belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı davada ise mirasbırakan tarafından 474 ada 31 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 nolu bağımsız bölümü …e, aynı yerdeki 5 nolu bağımsız bölümü…e, aynı yerdeki 6 nolu bağımsız bölümü …’a, aynı yerdeki 1 nolu bağımsız bölüm ile 237 ada 6 parsel sayılı taşınmazını ise Bahattin’e devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek iptal tescile karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…mahkemece, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır-taşınmaz mallar ve haklar araştırılıp, buna ilişkin tapu kayıtları ile dayanak resmi akitler getirtilip her bir mirasçıya nakledilen mal ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak, murisin yukarıda değinilen anlamda hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığı, diğer bir söyleyişle paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmuş değildir. Öte yandan; davalıya bakım karşılığı devredilen dava konusu taşınmazların miras bırakanın tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı konusunda da bir araştırma ve değerlendirme yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, dava konusu taşınmazların mirasbırakanın tüm mamelekine oranı belirlenerek makul karşılanacak bir ölçüde kalıp kalmadığının, miras bırakanın sağlığında mirasçıları arasında hak dengesini gözeten, kabul edilebilir ölçüde bir paylaştırma yapıp yapmadığının belirlenmesi, bu yönde tüm taraf delillerinin toplanması, her bir mirasçıya nakledilen mal ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişilerden rapor alınarak murisin gerçek iradesinin saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın ispatlandığı gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, asıl davanın 10.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda dava konusu taşınmazların dava tarihindeki toplam değerinin 4.252.269,55 TL olduğunun keşfen saptandığı, davacılar …, …, … ve … için (4/5 miras payı karşılığı) 3.401.815,64-TL olduğu, karşı davaya konu taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değerinin ise 2.433.609,09 TL olduğu, davalı-karşı davacı …’ın 1/5 miras payı değerinin ise 486.721.82 TL olduğu, keşfen belirlenen değerler üzerinden mahkemece asıl ve karşı dava yönünden harç tamamlattırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi; “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men’i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’ uncu madde hükmü uygulanır.”
Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasanın 30. maddesinde ise; “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150 nci maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların keşfen saptanan dava tarihindeki değeri üzerinden asıl dava ve karşı davada davacı/davacıların miras paylarına isabet eden değerler üzerinden Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca harcın tamamlattırılması, harç tamamlandığı takdirde davaya devam edilerek işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Tarafların bu gerekçeyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.