Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/3249 E. 2020/6234 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3249
KARAR NO : 2020/6234
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, dava dışı… ve davalının, mirasbırakanları …’a banka şifresinin değiştirilmesi için vekalet alınması gerektiğini söylerek hileli davranışlarla…’i vekil tayin ettirip, mirasbırakanlarına ait 695, 696, 855 ve 861 parsel sayılı taşınmazları vekil aracılığıyla davalıya temlik ettiklerini, vekaletnamenin, yaşlı ve kandırılmaya müsait biri olan mirasbırakanın gerçek iradesini yansıtmadığını ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil istemişlerdir.
Davalı, taşınmazları toplam 150.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedelini mirasbırakana ödediğini, alım gücünün olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava dışı vekil ile davalının el ve işbirliği içerisinde hareket ederek vekil eden mirasbırakanı zararlandırdıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan …’un 20.02.2013 tarihinde oğlu olan dava dışı…’i vekil kıldığı, vekilin mirasbırakana ait 695, 696, 855 ve 861 parsel sayılı taşınmazları 25.02.2013 tarihinde davalı …’e satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın 23.11.2014 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları; davacılar ile dava dışı… ve…’nin kaldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacılar dışında başkaca mirasçılar bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu’nun 640. maddesi ) tartışmasızdır.
Somut olayda, davacılar tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.
Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.