Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/2932 E. 2020/5966 K. 12.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2932
KARAR NO : 2020/5966
KARAR TARİHİ : 12.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.03.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar … v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’tan intikal eden taşınmazların satışı için davalı kardeşleri …’e vekalet verdiklerini, davalının vekâletnamelerdeki yetkisini kötüye kullanarak ve muvazaalı işlemlerle dava konusu taşınmazlardaki paylarını üzerine aldığını ileri sürerek dava konusu 128 ada 5, 128 ada 36, 118 ada 5, 143 ada 18, 143 ada 17, 135 ada 10, 116 ada 4, 114 ada 1, 115 ada 9, 108 ada 15, 107 ada 23 parsel sayılı toplam 11 parça taşınmazda davalı adına kayıtlı paylarının iptali ile adlarına tescilini; bozmadan sonra sunulan 28.11.2016 tarihli dilekçeyle, kamulaştırılan bir kısım dava konusu taşınmaz bakımından talebi bedele dönüştürmek zorunda kaldıklarını belirterek toplam 72.301,60 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsilini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazların tamamını satın almak için davacı kız kardeşleri ile dava dışı … ve …’den aldığı vekâletnameler ile kendi adına tapuda işlem yapamadığından dava dışı …’na satış gösterip daha sonra üzerine aldığını, taşınmazların bedelini peşinen ve nakten ödediğini; aşamalarda, davacıların her birine paylarına karşılık ayrı ayrı 1.500 TL ödediğini, davacıların gönderdiği vekaletnamede kendisinin adı olduğu için taşınmazları önce 3.kişiye devredip sonra da üzerine aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların çekişme konusu taşınmazların satışı konusunda vekâletname ile davalıya açıkça yetki verdikleri gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece,“… mahkemece vekalet görevi kötüye kullanılarak taşınmazların temlik edildiği iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, temliklerin iradi mi, yoksa vekâlet görevinin kötüye kullanılmak suretiyle mi gerçekleştirildiğinin toplanan ve toplanacak tüm delillerle birlikte değerlendirilerek açıklığa kavuşturulması, vekilin vekil edenleri zararlandırma kastı taşıyıp taşımadığının ortaya konulması amacıyla uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılması, davanın niteliği gereği tanıkların yeniden dinlenilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı biçimde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile iptal tescil ve bedele karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, eksiğin giderilmesi suretiyle getirtilen kayıtlardan; davacı …’nın … 9.Noterliğinde düzenlenen 27.6.2006, davacı …’nun … Noterliğinde düzenlenen 28.6.2006 tarihli vekâletnamelerde, mirasbırakanlarından irsen ve teselsülen intikali lazım gelen … İlçesi, … Köyü hudutları dahilinde bulunan taşınmazlardaki hak ve hisselerini adlarına intikal ve tescil ettirmeye, satmaya vs. davalı …’e yetki verdikleri, davalının bu vekâletnameleri kullanarak ve dava dışı kardeşleri adına da vekâleten, kendi adına asaleten hareket ederek dava konusu 11 parça taşınmazdaki paylarını 12.09.2006 tarihinde toplam 2.750,00TL bedelle dava dışı …’na satış suretiyle temlik ettiği, bu kişinin de taşınmazların tamamını aynı gün davalıya yine satış yoluyla devrettiği; tapu kayıtlarının incelenmesinde, davacıların dava konusu 143 ada 17, 143 ada 18, 135 ada 10, 114 ada 1, 115 ada 9, 116 ada 4, 107 ada 23, 108 ada 15, 123 ada 36 parsel sayılı toplam dokuz parça taşınmazda adlarına kayıtlı 5880/120960’ar payın, 118 ada 5 parselde 1707/10080’er, 128 ada 5 parselde 4/24’er payın davalı … tarafından vekaleten satışa konu edilip aynı gün üzerine alındığı, eksiğin giderilmesi suretiyle getirtilen kayıtlara göre dava konusu ;
– 107 ada 23 parselde 34440/120960 payın 12/09/2006 tarihli satışla davalı … adına,
– 114 ada 1 parselde 34440/120960 payın 12/09/2006 tarihli satışla davalı … adına,
– 115 ada 9 parselde 34440/120960 payın 12/09/2006 tarihli satışla davalı … adına,
– 116 ada 4 parselde 34440/120960 payın 12/09/2006 tarihli satış işlemiyle davalı … adına,
– 135 ada 10 parselde davalı … adına kayıtlı 34440/120960 payın 03/09/2019 tarihinde kamulaştırıldığı, taşınmazın tamamının DSİ adına kayıtlı olduğu,
-128 ada 36 parselde davalı … adına kayıtlı 34440/120960 payın 12/09/2019 tarihinde kamulaştırıldığı, taşınmazın tamamının DSİ adına kayıtlı olduğu,
– 128 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 20/24 payının 12/09/2006 tarihli satış işlemiyle halen davalı … adına kayıtlı olduğu ancak Kars 2. AHM’nin 2013/580 esas 2014/313 karar sayılı 19/06/2014 tarihli kararına göre taşınmazın kamulaştırma bedelinin 40.753 TL olarak tespit edildiği ve tapu kaydının iptali ile baraj olarak terkinine karar verildiği,
-143 ada 17 parsel sayılı taşınmazın 34440/120960 payının halen davalı … adına kayıtlı olduğu ancak Kars 3. AHM’nin 2015/370 Esas 2016/63 Karar sayılı 17/03/2016 tarihli kararına göre, taşınmazın kamulaştırma bedelinin 169.616,08 TL olarak tespit edildiği ve baraj alanı olarak terkinine karar verildiği,
-143 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 34440/120960 payının halen davalı … adına kayıtlı olduğu ancak Kars 3. AHM’nin 2015/368 Esas 2016/62 Karar sayılı 17/03/2016 tarihli kararına göre, taşınmazın kamulaştırma bedelinin 24.458,48 TL olarak tespit edildiği ve baraj olarak terkinine karar verildiği,
– 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 34440/120960 payı 12/09/2006 tarihli satış işlemiyle davalı … adına kayıtlı iken, taşınmazın 04/03/2019 tarihli ifraz işlemiyle 108 ada 29, 30 ve 31 parsellere gittiği, 108 ada 29 parselin tarla vasfıyla 41/144 payının, 108 ada 30 parselin demiryolu vasfıyla 41/144 payının davalı … adına, 108 ada 31 parselin demiryolu vasfıyla dava dışı Maliye Hazinesi adına tescil edildiği,
– 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 8535/10080 payı 12/09/2006 tarihli satış işlemiyle davalı … adına kayıtlı iken taşınmazın 04.03.2019 tarihli ifraz işlemiyle 118 ada 121, 122 ve 123 parsellere gittiği, 118 ada 121 parselin tarla vasfıyla 569/672 payının davalı …, 118 ada 122 parselin demiryolu vasfıyla dava dışı Maliye Hazinesi, 118 ada 123 parselin tarla vasfıyla 569/672 payının davalı … adına tescil edildiği;
Eldeki davada mahkemece, dava konusu 143 ada 17, 143 ada 18, 128 ada 5, 128 ada 36, 135 ada 10 parsel sayılı taşınmazların tamamen kamulaştırıldığı, 118 ada 5, 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazların ise kısmen kamulaştırıldığı gerekçesiyle toplam 72.301,60 TL kamulaştırma bedelinin dava ve ıslah tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davacılara ödenmesine; kısmen kamulaştırıldığı kabul edilen dava konusu 118 ada 5, 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ayrıca iptal tescile, 116 ada 4, 114 ada 1, 107 ada 23, 115 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iptal tescile karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ne var ki;
1-)Resmi senet ve kütüğe göre dava konusu 143 ada 17, 143 ada 18, 135 ada 10, 114 ada 1, 115 ada 9, 116 ada 4, 107 ada 23, 108 ada 15, 123 ada 36 parsel sayılı toplam dokuz parça taşınmazda davacıların her birinin temlike konu çekişmeli payları 5880/120960 olduğu halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu taşınmazlarda davacı paylarının 6880/120960’ar olarak hesaplanması ve bu rapora itibar edilerek iptal tescil ile bedele karar verilmesi doğru değildir.
2-) Dava konusu 118 ada 5 ve 108 ada 15 parsel sayılı iki parça taşınmaz bakımından kısmen kamulaştırıldığı gerekçesiyle hem bedele hem de iptal tescile karar verilmiş ise de; getirtilen tapu kayıtlarına göre dava konusu 108 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 04/03/2019 tarihli ifraz işlemiyle 108 ada 29, 30 ve 31 parsellere gittiği, 108 ada 29 parselin tarla vasfıyla 41/144 payının, 108 ada 30 parselin demiryolu vasfıyla 41/144 payının davalı … adına, 108 ada 31 parselin demiryolu vasfıyla dava dışı Maliye Hazinesi adına tescil edildiği; dava konusu 118 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 04.03.2019 tarihli ifraz işlemiyle 118 ada 121, 122 ve 123 parsellere gittiği, 118 ada 121 parselin tarla vasfıyla 569/672 payının davalı … adına, 118 ada 122 parselin demiryolu vasfıyla dava dışı Maliye Hazinesi adına, 118 ada 123 parselin tarla vasfıyla 569/672 payının davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmakla, davalı … üzerine kayıtlı parseller bakımından davacıların payı gözetilerek iptal tescile, kamulaştırılan parseller bakımından davacıların payı gözetilerek bedele hükmedilmesi gerekirken, ifraz öncesi durum üzerinden hem iptal tescile hem de bedele hükmedilmesi doğru olmamıştır.
3-)Mahkemece, bedel isteği yönünden kamulaştırma kararında yazılı bedellere hükmedilmiş ise de, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle kamulaştırılan taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedellerine hükmedilmesi gerekirken mahkemece yargılama ile kesinleşmeyen kamulaştırma bedellerine hükmedilmesi doğru değildir.
4-)Vekalet görevinin kötüye kullanılması niteliği itibariyle haksız fiil olup, bedel için haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir ise de, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının 28.11.2016 tarihli dilekçesinde talep ettiği tarihler ve davalı yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle dava dilekçesinde talep edilen miktar için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir.
5-)Kabule göre de, davacıların çekişme konusu paylarına isabet eden değerler nazara alınmaksızın taşınmazların tamamı üzerinden ve keşif tarihindeki değer esas alınarak fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda değinilen somut olgu ve ilkeler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının değinilen yönlere ilişkin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.