Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/2493 E. 2021/1688 K. 24.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2493
KARAR NO : 2021/1688
KARAR TARİHİ : 24.03.2021

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar davacı … vd. vekili ile davalılar … v.d. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava ölünceye kadar bakım akdi gereğince tapu iptal ve tescil, birleştirilen dava ise ölünceye kadar bakım akdinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
Davacılar-birleştirilen davada davalılar, mirasbırakanları … ile kök mirasbırakan … arasında imzalanan … Noterliğinin 14.09.2001 tarihli 1843 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile kök mirasbırakanın maliki olduğu 35 parça taşınmazı mirasbırakanları …’e devretmeyi taahhüt ettiğini, ancak sözleşmenin taraflarının ölümü üzerine sözleşme gereğinin yerine getirilemediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil istemişler, birleştirilen davanın reddini savunmuşlardır
Davalılar-birleştirilen davada davacılar, çekişmeli taşınmazların 1984 yılında kadastro ile adlarına tescil edildiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, ölünceye kadar bakma akdinin hukuken geçerliliği bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar birleştirilen davada ise ölünceye kadar bakma akdinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, bakım amacının aşıldığını ileri sürerek sözleşmenin iptalini istemişlerdir.
Mahkemece, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen davanın ise kabulü ile sözleşmenin iptaline ilişkin karar, Dairece; “Asıl davada davalı …’nın yargılama sırasında 23.02.2013 tarihinde öldüğü anlaşılmakla dava dışı mirasçısı Cengiz’in davaya dahil edilmeksizin davaya devam edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, birleştirilen dava ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin olup, bakım alacaklısı …’nin tüm mirasçıları tarafından açılması gerekirken bir kısım mirasçıları tarafından açıldığı anlaşılmakla bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği de düşünülmeden ./..
birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi de doğru değildir. Asıl davada davacılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Asıl davada davalıların temyiz itirazlarına gelince; Hükmü temyiz eden davalılar …, …, … ve … süresinde ayrı ayrı vermiş oldukları cevap dilekçeleri ile dava değerine itiraz ettiğine göre, dava konusu taşınmazların tamamının dava tarihi itibariyle değerlerinin keşfen saptanarak belirlenecek dava değeri üzerinden vekalet ücreti hesaplanıp verilecek karar sonucuna göre davacılar ya da davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davada; tapu İptal ve tescil talebinin reddine, birleştirilen davanın ise murisin tüm mirasçıları tarafından açılması gerekirken bir kısım mirasçıları tarafından açıldığı davaya dahil suretiyle taraf sıfatı kazandırılamayacağı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kök mirasbırakan … …’ın … Noterliğinin 14.09.2001 tarihli 1843 yevmiye numaralı ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile çekişme konusu 35 parça taşınmazda bulunan hak ve hisselerinin tamamını öldükten sonra oğlu … …’a devrini beyan ettiği, 1982-1983 yıllarında yapılan ve 29.05.1984 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleşen kadastro tespiti sonucunda 33 parça taşınmazın tamamı ile 2187 parsel sayılı taşınmazın yarısının kök mirasbırakan … …, 2187 parsel sayılı taşınmazın diğer yarısı ile 1468 parsel sayılı taşınmazın tamamının ise davacıların mirasbırakanı … … adına tescil edildiği, bakım alacaklısının 05.02.2002, bakım borçlusunun ise 16.09.2002 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Asıl davada davacılar ölünceye kadar bakım akdi gereğince tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, birleştirilen davada ise davacılar 14.09.2001 tarihli ölünceye kadar bakım akdinin muvazaa nedeniyle iptalini istemişlerdir. Hükmüne uyulan bozma ilamı ile birleştirilen davanın usulden reddi istenmemiş, taraf teşkilindeki noksanlığa işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca TMK 640. maddesi gereğince muris … …’ın mümkünse tüm mirasçılarının olurlarının alınması, mümkün olmaması halinde ise terekeye temsilci atanması suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılmış olduğu üzere hüküm kurulması hatalıdır.
Tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.