Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/2482 E. 2021/1442 K. 15.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2482
KARAR NO : 2021/1442
KARAR TARİHİ : 15.03.2021

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı- karşı davacı … vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı asıl ve birleştirilen davasında, kimlik bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile sahte vekaletname çıkartıldığını ve maliki olduğu 3015 parsel sayılı taşınmazın, davalıya temlik edildiğini, daha sonra davalı tarafından taşınmaz üzerinde bina yapıldığını, sahtecilik nedeniyle temlikin geçerli olmadığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davalının arsa bedeline ilişkin bedelin ödenmesi teklifini kabul ederek bedele faiz işletilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, sahtecilik iddiası ile ilgisinin olmadığını, taşınmazı emlakçı aracılığı ile bulup kendisini vekil olarak tanıtan dava dışı Suat’tan 310.000,00 TL karşılığı satınaldığını ve iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, karşı dava ile çekişmeli taşınmaz üzerine inşa ettiği dört katlı yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğunu, bedelin de ödendiğini bildirip taşınmazın bedel ödenmeksizin adına tescilini, olmazsa dava tarihindeki değerinin tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacının, davalının temliken tescil isteğini kabul ettiği gerekçesiyle taşınmaz değeri olarak belirlenen 488.750,00 TL’nin davacıya ödenmesine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;‘’Hal böyle olunca, yeniden bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, önceden alınan bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, taşınmazın satış tarihindeki yüzölçümü üzerinden dava tarihindeki değerini gösteren rapor alınması ve bu değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi, davalı tarafından yargılama sırasında ilk aşamada 05/06/2014 tarihinde bankaya depo edilen 351.900,00 TL’nin faiz getirisi de olduğu gözetilerek, son alınan raporda bu miktardan fazla bir bedel olduğu tespitinin yapılması halinde, belirlenen fark üzerinden faize hükmedilmesi gerekirken, değinilen hususlar gözardı edilerek ve çelişkili raporlardan birine itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir.‘’gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde;yapılan son keşifte binanın mevcut olduğu ve bina değeriyle birlikte 547.400,00-TL dava tarihi 18/05/2011 olup bu tarih itibariyle değer hesaplanması uygun olduğu,yargıtay bozma ilamına uyularak çelişki giderildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği gibi, bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Ne var ki; mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, bilirkişi raporunda taşınmazın arz bedeli esas alınarak belirlenen miktardan davalı tarafından önceden yapılan ödemelerin mahsup edilmediği gibi karşı dava ve birleştirilen dava ile ilgili de herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında belirtilen hususların yerine getirilmesi; karşı dava ve birleştirilse bile ayrı dava olma özelliğini koruyan birleştirilen dava ile ilgili usulü kazanılmış haklarda gözetilmek suretiyle olumlu veya olumsuz hüküm kurulması için hükmün bozulması gerekmiştir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile,açıklanan nedenlerle hükmün (6100 sayılı HMK′nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.