Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/2378 E. 2021/3126 K. 08.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2378
KARAR NO : 2021/3126
KARAR TARİHİ : 08.06.2021

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalılar tarafından yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabul edilerek davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 19/12/2013 tarihinde, İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2012/2453 esas nolu dosyasının talimatına istinaden Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2012/2696 talimat nolu dosyasında 17654 parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümü cebri icra ile edindiğini, davalıların açtığı davanın kabul edilmesiyle taşınmazlarda davalıların hükmen paydaş haline geldiğini, taşınmazdaki şerh nedeniyle adına tescil yapılamadığını ileri sürerek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, 23/08/2011 tarihinde taşınmazın devrinin önlenmesi amacıyla tedbir talepli muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açıldığını, açılan davada verilen kararın Yargtay 1. Hukuk Dairesi tarafından bozulduğunu, bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda taşınmazın 1/2 hissesinin adlarına tapuya tesciline karar verildiğini, yolsuz tescil bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; cebri satış suretiyle edinimde tapuya tescilin kurucu olmadığı, açıklayıcı nitelikte olduğu, davalıların, ihale ile taşınmazın davacıya geçmesinden sonra 28/03/2014 tarihinde kesinleşen Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/443 Esas sayılı kararı ile taşınmazda pay sahibi oldukları, mahkemesince konulan İİK’nın 28. maddesi şerhinin geçerli olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalıların istinaf başvurusu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince 353/(1).b.2 maddesi gereğince kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 17654 parsel zemin kat 3 numaralı bağımsız bölümle ilgili muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak 23.08.2011 tarihinde açılan davanın Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/443 E. – 2014/76 K. sayılı kararı ile kabul edilerek, … adına kayıtlı 1/2′ şer payın iptali ile payların 1/4’er pay olarak … ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği ve bu kararın 22/05/2017 tarihinde kesinleştiği, halen taşınmazın 1/2’şer pay oranında adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazın 19/02/2013 tarihinde davacı …’a ihalesi ile ilgili olarak üçüncü kişilerin açtığı ve Küçükçekmece 2. İcra Mahkemesinin 2013/882 Esas – 2014/222 Karar sayılı dosyasında görülen ihalenin feshi davasının reddine karar verildiği ve kararın 16/09/2014 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından 24/11/2014 tarihinde açılan esaslı hata sebebine dayalı ihalenin feshi davasının da Küçükçekmece 1. İcra Mahkemesinin 2014/872 Esas -2015/35 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/08/2011 tarihli 2011/111 sayılı müzekkeresi ile tapuya tedbir şerhi işlendiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karş açılmalıdır. Türk Medeni Kanununun 705/1. ve 1022. maddeleri hükümlerine göre taşınmaz mülkiyetinin kazanılması sicile tescil koşuluna bağlıdır. Ayni haklar kütüğe tescil ile doğar, sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.( TMK 1022/1 m.) Kurulması kanunen tescile tabi ayni haklar, tescil edilmedikçe varlık kazanamaz.(TMK 1021/1 m.) Değinilen yasa hükümlerinde öngörüldüğü üzere, hukukumuzda ayni hakkın doğumu veya kaldırılması tescil işleminin yapılmış olmasına bağlıdır. Başka bir deyişle hak tescil edilmedikçe ayni hak niteliğini kazanamaz, mülkiyetin nakledildiğinden söz edilemez. Diğer taraftan, taşınmazların tescilden önce mülkiyetlerinin geçmesine imkan sağlayan haller Türk Medeni Kanunun 705/2 maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer haller” olarak sayılmış olup eldeki davada, cebri icra sebebiyle yapılan ihale sonucu mülkiyetin tescilsiz olarak ihale alıcısı davacıya geçtiği kabul edilmelidir.
Somut olayda davacı, TMK’nın 705. maddesi gereğince tescilsiz kazanım nedenine dayalı olarak dava açmış, davada husumeti aynı madde hükmü gereğince diğer tescilsiz kazanan davalılar…ye yöneltmiştir. Kayıt maliklerinin yer almadığı tapu iptal ve tescil davasında işin esasının incelenmesi mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, halen kayıt maliki olan … hakkında tapu iptal ve tescil davası açması hususunda davacıya süre ve imkan tanınması ve açıldığı taktirde davaların birleştirilerek işin esası hakkında karar verilmesi için Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde istinaf isteğinin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davacı tarafın değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.