Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/2259 E. 2021/226 K. 18.01.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2259
KARAR NO : 2021/226
KARAR TARİHİ : 18.01.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasındaki davadan dolayı … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 01.06.2016 gün ve 2013/185 Esas, 2016/259 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu taşınmazlarda kayıt maliki olan … ….’nin mirasbırakanları …Diler olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların iddialarını kanıtlamaları gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar 14. Hukuk Dairesince, “ … Somut olayda; dava konusu taşınmazların kayıt maliki … ….’nin …Diler olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece … ve…’den olma…’nin nüfus kaydı getirtilerek bilirkişi incelemesi yapılmış ve dava kabul edilmiştir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ve dayanakları dosya içerisinde mevcut değildir. Her ne kadar bilirkişi raporunda kayıtların incelendiği yazılı ise de kayıtlar dosya içerisinde olmadığından bilirkişi raporunu denetleme olanağı da bulunmamaktadır. Ayrıca, getirtilen nüfus kaydının davacıların murisine ait olduğu hususu da açıklığa kavuşturulmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş … ” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece asıl davanın reddine, müdahil davacıların davasının kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 6, 30, 31, 41, 42, 48, 87, 3421, 4558, 4565, 4566, 4697, 422, 423, 424, 425, 426, 427, 428, 2542, 170, 173, 4763, 4793 ve 4794 parsel sayılı taşınmazlarda 1843200/579993600 payın … …. adına kayıtlı olduğu, dava konusu edilen 16, 106, 4557 ve 4587 parsel sayılı taşınmazlarda ise … …. kaydına rastlanmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Somut olaya gelince, bozma sonrasında dava konusu taşınmazlarda kayıt maliki olan … ….’nin mirasbırakanları …. olduğu iddiası ile …. mirasçıları müdahale talebinde bulunmuşlar, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan, 01.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazların kayıtlarında ve dayanak belgelerde adı geçen … ….’nin davacıların mirasbırakanları …Diler olduğunun belirtilmesine karşın, 06.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda ise, dava konusu taşınmazların paydaşı … ….’nin asli müdahillerin mirasbırakanları …. olduğu belirtilmiştir. Mahkemece alınan son raporda tahrir kayıtlarının incelendiği gerekçesiyle, anılan rapora üstünlük tanınmak suretiyle sonuca gidilmiş ise de, belirtilen tahrir kayıtları eksikliğin tamamlanması yoluyla dosyaya getirtilmiş olup, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi isabetsizdir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilke ve olgulara uygun olacak şekilde gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, önceden alınan bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, yeniden oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle çelişkili raporlar arasındaki aykırılığın giderilmesi, bilirkişilerden yeterli, ayrıntılı ve denetlenebilir rapor alınması, çekişmeli taşınmazların kayıtlarında ve dayanak belgelerde adı geçen … ….’nin davacıların ya da asli müdahillerin mirasbırakanı olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ve denetime elverişli olacak biçimde saptanması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.