YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1899
KARAR NO : 2021/818
KARAR TARİHİ : 16.02.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal tescil talebinin reddine tenkis talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili ile dahili davalıla…,..,…ve … vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 16.02.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacılar … vd. vekili Avukat ve davalı … vekili Avukat, davalı … gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis ve bankadaki paranın miras payına isabet eden kısmının ödenmesi isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları…ın mirastan mal kaçırmak amacıyla 675 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 110/351 payını zilyetliğin devri sözleşmesi ile eşi olan davalıya temlik ettikten sonra tapu tahsis belgesi almak suretiyle dava dışı belediyeden davalı adına devrini sağladığını, ayrıca emeklilik parasını da bankaya davalı adına aktardığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine, bankaya yatırılan paradan da miras paylarına isabet eden kısmın kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmaz payını Gaziosmanpaşa Belediyesinden bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın ve paranın murisle ilgisi bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, iptal – tescil isteğinin reddinin doğru olduğu ancak davacıların tenkis isteği ve bankadaki paraya ilişkin istek bakımından hükme yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuş, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde mahkemece, somut olayda muris muvazaası hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle tapu iptal ve tescil isteminin reddine; mirasbırakan tarafından davalıya yapılan kazandırma neticesinde davacıların saklı paylarının ihlal edildiği, davalının banka hesabında bulunan paranın mirasbırakana ait olduğunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 260.838,20 TL’nin davalılardan tahsili ile, davacılara (eşit oranda) verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı …’nın çekişme konusu 675 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 110/351 payını 08.06.1990 tarihinde dava dışı Gaziosmanpaşa Belediyesi’nden satış suretiyle temlik aldığı, öncesinde taşınmaza ilişkin olarak mirasbırakan …’ın annesi Gülizar adına tapu tahsis belgesinin mevcut olduğu, Gülizar’ın ölümü üzerine, …ın mirasçı sıfatıyla kendi adına asaleten, diğer mirasçılar adına vekaleten taşınmazı 07.11.1988 tarihinde noterlikte düzenlenen zilyetlik devir sözleşmesi ile eşi olan davalı …’ya devrettiği anlaşılmaktadır. 1931 doğumlu mirasbırakan…’ın 23.08.2007 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak 06.04.1988 tarihinde evlendiği eşi davalı … ile 13.11.1987 tarihinde boşandığı eski eşi Fatma’dan olma çocukları davacılar Sultan ve Melek’in kaldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesinde, “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” Mahkeme iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen ”Adil Yargılanma Hakkı’nın” en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hakime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir.
Öte yandan; yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sonar ermektedir. HMK’nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde, diğer tarafın istemiyle hakim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re’sen gözetilmesi gereklidir.
Somut olayda, davalı …’nın yargılama sırasında (18.12.2008 tarihinde) ölümü üzerine davaya dahil edilen mirasçılarından … de yargılama sırasında (19.11.2019 tarihinde) ölmüş olup, yargılama sırasında ölen dahili davalı …’ın mirasçılarının dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davalı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de, davalılardan dahili davalılar Barış ve Hüseyin’den tercih haklarının sorulmadığı gibi davalıların tamamının eşit miras payına sahip oldukları kabul edilerek her biri lehine eşit bedele hükmedilmesi de doğru değildir.
Davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan duruşmaya katılan davalılar vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin duruşmaya katılmayan diğer temyiz eden davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.