Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2020/1490 E. 2020/4505 K. 28.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1490
KARAR NO : 2020/4505
KARAR TARİHİ : 28.09.2020

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, Kınık Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/4 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetkiye istinaden; dava konusu 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında paydaş olan … oğlu …, … eşi … ve … oğlu …’nin kimlik bilgilerinin tapu kaydına hatalı ve eksik yazıldığını ileri sürerek, ”… oğlu …” ile ”… TC kimlik numaralı … oğlu …”nin, ”… eşi …” ile ” … kızı … ”ın, ”… oğlu …” ile ” … oğlu … ”ın aynı kişiler olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarına uygun olarak ve malik hanesine TC. numaraları da eklenmek suretiyle tapu kayıtlarının düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, tapu kaydında düzeltim davalarında taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkeme tarafından yapılan inceleme ile toplanan delillerin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, öncelikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden 1899 doğumlu …’nin babası …’nin nüfus kayıtlarının (altsoy ve üstsoy kayıtlarını da içerir şekilde) temin edilmesi, dava konusu 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı da tapulu olmakla dayanak Eylül 1934 tarih 590 nolu tapu kaydının getirtilmesi, lüzumu halinde tanıkların da katılımı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, tapu maliki ”… oğlu …’nin” 1899 doğumlu 1930 tarihinde ölen …’nin oğlu … (….) mi, yoksa 1899 doğumlu 1930 tarihinde ölen …’nin babası … mi olduğunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması, mülkiyet nakline sebebiyet vermemek bakımından tüm delillerin eksiksiz toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.