Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/752 E. 2020/5536 K. 28.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/752
KARAR NO : 2020/5536
KARAR TARİHİ : 28.10.2020

MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakan babası ”… oğlu …’ın” maliki olduğu 138 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydında isminin sehven; ”… oğlu …” olarak yazılı olduğunu ileri sürerek, anılan kaydın nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, savunma getirmemiştir.Mahkemece, davacının iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “… çekişmeye konu taşınmaza kadastro tespiti sırasında revizyon gören tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittilerinin okunaklı suretlerinin evrak arasına alınıp incelenmediği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden revizyon gören tapu kayıtları ile eski tapu kayıtlarında belirtilen 33 nolu Toprak Tevzi Komisyon kararı ile tahsis edilen kişilere ait kayıtların istenip denetlenmediği, taşınmazın tapu sicil kaydında yazılı bulunan Ziraat Bankasının ipotek şerhine dayanak tüm belgelerin (özellikle ipotek borçlusunun kimlik bilgilerinin yeraldığı) ilgili kurumlardan istenip değerlendirilmediği, çekişmeye konu taşınmazı hangi tarihten beri kimin ne şekilde tasarruf ettiğinin araştırılmadığı, kadastro tespit bilirkişilerinin yaşayıp yaşamadığı belirlenerek, sağ olanların bilgilerine başvurulmadığı, öte yandan komşu parsellerin kadastro tutunaklarına varsa revizyon gören tapu kayıtlarının (ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile) getirtilerek dava konusu taşınmaz sınırını ne okuduğunun denetlenmediği görülmektedir. O hâlde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, kayıt maliki ”… oğlu …’in” davacının mirasbırakanı ”… oğlu …” olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. ….” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak suretiyle yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.Ancak, kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.Öte yandan devletin sicil oluşturmadan kaynaklanan görevi kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; yargılama sırasında yapılan toplulaştırma işlemleri neticesinde çekişme konusu 138 parsel sayılı taşınmazın kaydı kapatılarak yeni 111 ada 3 parsel oluştuğu halde kaydı kapatılan eski parsel üzerinden hüküm kurulması doğru değildir.Ne var ki; anılan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1. fıkrasında yer alan “138 parsel sayılı taşınmazda” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “111 ada 3 parsel sayılı taşınmazın” ibaresinin yazılmasına, davalı vekilinin bu yöne ilişkin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.