Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/53 E. 2020/5141 K. 15.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/53
KARAR NO : 2020/5141
KARAR TARİHİ : 15.10.2020

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki davadan dolayı … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinden verilen 26.10.2018 gün ve 1189-1562 sayılı karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal tescile karar verilmiş; davalının istinafı üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, aynı maddenin 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” hükmüne yer verilmiş, 2018 yılı itibarıyla HMK.’nun 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 47.530,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Somut olayda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Bu durumda her bir davacının dava ettiği miras payının dava tarihindeki değerinin, dava değeri olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, 31.05.2016 tarihinde 22.530,00 TL dava değeri gösterilmek suretiyle ve nispi peşin harç yatırılarak eldeki davanın açıldığı ve yargılama sırasında dava konusu taşınmazın tamamının değerinin 120.000,00 TL, davacıların her birinin 1/6’şar miras payına isabet eden değerin ise 20.000,00’er TL olarak saptandığı, davacıların yargılama sırasında keşfen saptanan değer üzerinden harcı ikmal ettikleri, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmakla dava değerinin her bir davacı açısından ayrı ayrı 20.000,00 TL olduğu görülmektedir. Bu durumda, hükmü temyiz eden davalının her bir davacı açısından sorumlu olduğu dava değerinin 2018 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 47.530,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bir karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, eldeki dava bakımından davalının temyiz isteğinin değerden REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.