Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/523 E. 2020/4346 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/523
KARAR NO : 2020/4346
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan …’nın kayden maliki olduğu 103 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölüm ile … plakalı aracını ölmeden kısa bir süre önce davalı vekil Mehmet aracılığıyla birlikte yaşadığı davalı …’e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, davalıların el ve işbirliği içinde birlikte hareket ederek hile ile aldıkları vekaletnameyi kötüye kullanmak suretiyle muvazaalı işlem yaptıklarını, satış bedellerinin de murise ödenmediğini, vekaletin kötüye kullanıldığı kabul edilmese dahi anılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu ve trafik kayıtların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmazsa bedele karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, görev ve yetki itirazında bulunarak murisin borçlarına karşılık işlemlerin gerçekleştirildiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yukarıda değinilen ilkeleri kapsar ve karşılar nitelikte olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, öncelikle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı istek bakımından yukarıda açıklanan ilke ve olgular uyarınca araştırma ve inceleme yapılması, bu isteğin kanıtlanamaması halinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı istek bakımından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18.50. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 23.09.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
– KARŞI OY –

Dava dilekçesi içeriğinden, davacının “usulsüz vekaletname” başlığı altındaki açıklamalarından davada vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenleriyle birlikte ehliyetsizlik hukuksal nedenine da dayanıldığı açıktır. Delil olarak dayanılan doktor raporları ve hastane kayıtları da dosyaya celbedilmiştir. Dairenin 16.05.2017 tarihli bozma ilamında uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası olarak nitelendirilmesi usuli kazanılmış hak doğurmayacaktır.
Hemen belirtilmelidir ki; dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulmalıdır. Ayrıca bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mal varlığı hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı da açıktır.
Hal böyle olunca; hukuki ehliyetsizliğin (TMK’nun 9, 10, 13, 15.maddeleri ile 11.06.1941 tarih 4/21 sayılı İBK) kamu düzeni ile ilgili olduğu da gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi gerekir. Davacıların temyiz itirazları kabul edilip ehliyetsizlik iddiasının incelenmesi için hüküm bozulmadır. Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.