Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/5043 E. 2021/3303 K. 15.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5043
KARAR NO : 2021/3303
KARAR TARİHİ : 15.06.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : … V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.06.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … ve vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalılar … v.d. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, intikal işlemlerinin yapılması amacıyla tasarruf ehliyeti bulunmayan anneleri olan ortak mirasbırakan …’a satış yetkisini de içerir vekâletname verdiğini, babaları olan mirasbırakan…dan intikal eden 458 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki annesi …’nin payını asaleten kendi payını ise vekâleten eşit suretle çocukları davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek kendisine ait devredilen pay (3/28) ve annesinin devrettiği paydan kendisinin miras payına isabet eden pay (1/28) olmak üzere toplam 4/28 paya ilişkin olarak tapu iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazın, davacının sözlü rızası alınarak 26.000,00 TL bedelle vekil olan mirasbırakan … tarafından temlik edildiğini, satış bedelinin 13 aylık taksitlerle banka aracılığıyla ödendiğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “…yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, mirasbırakan …’nin kendi 7/28 payını asaleten temlikine ilişkin olarak taşınmazın davalılara yapılan temlik günü olan 06.11.1986 tarihi itibariyle mirasbırakan …’nin ehliyetsiz olduğunun anlaşılması halinde davanın kabul edilmesi; aksi halde davada dayanılan diğer hukuki sebep olan muris muvazaası üzerinde durulması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması; davacının 3/28 payının vekâleten temlikine ilişkin olarak ise, …’nin (vekilin) vekâlet işlem tarihi olan 14.02.1986 ve satış günü olan 06.11.1986 tarihinde tasarruf ehliyetinin bulunmadığının (ehliyetsizliğinin) saptanması halinde davanın kabul edilmesi; aksi hâlde, davada dayanılan diğer hukuki sebep olan vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedeni ile ilgili istek bakımından bir inceleme ve soruşturma yapılması gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkmece, iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğin ve toplanan delillerden; 1909 doğumlu mirasbırakan…ın 19.07.1976 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi …, müşterek çocukları davanın tarafları ve dava dışı… ile kendisinden önce ölen çocukları …’den olma dava dışı torunlarının kaldığı; mirasçılarından 1908 doğumlu eşi …nin ise 21.09.1991 tarihinde öldüğü, mirasbırakan…dan 458 ada 14 parsel sayılı taşınmazın mirasçılara intikal ettiği, davacı …’in 14.02.1986 tarihinde satış yetkisini de içerir vekâletname ile annesi …’yi vekil kıldığı, …’nin 06.11.1986 tarihinde, taşınmazdaki kendi payını (7/28) asaleten davalılar … (2/28 pay) ve … (2/28 pay) ile dava dışı mirasçı…’a (3/28 pay); davacının payını (3/28) ise vekâleten davalı … …’a satış suretiyle temlik ettiği, aynı akitle dava dışı mirasçı …nin de taşınmazdaki 3/28 payını vekil kıldığı annesi … aracılığıyla davalı …’e satış yoluyla devrettiği, dava dışı…’ın taşınmazdaki payının tamamının çıplak mülkiyetini 25.12.1999 tarihinde davalı … …’a temlik ettiği, böylelikle taşınmazda davalı …’in 8/28, davalı … …’ın ise 14/28 oranında paydaş oldukları, ortaklığın giderilmesi davası neticesinde yapılan 23.08.2010 tarihli cebri satışla davalıların taşınmaza yarı yarıya malik oldukları, 10.02.2011 tarihinde taşınmazda kat mülkiyetine geçilmesi neticesinde taşınmazdaki 1 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin davalı …, 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin ise davalı … … adına tescil edildiği, güncel kayıtlardan 1 ve 3 nolu bağımsız bölümlerin de 29.08.2014 tarihli ölünceye kadar bakma akdiyle davalı … … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacı, mirasbırakanı …nin bizzat devrettiği paylar bakımından muris muvazaası hukuksal nedenine, vekil kıldığı mirasbırakan … aracılığıyla devrettiği kendi payları bakımından ise vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanmıştır.
Ne var ki, mahkemece her iki hukuki sebebin ispatı bakımından gerekli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Hal böyle olunca; mahkemece toplanmayan taraf delillerinin toplanıp mevcut delillerle yeniden değerlendirilmesi, lüzumu halinde taraf tanıklarının da tekrar dinlenmesi, her iki hukuki sebep bakımından ayrı ayrı araştırma ve inceleme yapılması, davaya konu payların temlik tarihindeki rayiç bedellerinin keşfen saptanması, mirasbırakan …nin başkaca taşınmazlarının olup olmadığının araştırılması, muris muvazaası hukuki sebebi bakımından mirasbırakanın iradesinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebi bakımından ise vekilin vekil eden davacının iradesi doğrultusunda işlem yapıp yapmadığının, vekalet görevinin kötüye kullanılıp kullanılmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davacı vekilinin değinilen yönler itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.