Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/4985 E. 2020/1808 K. 12.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4985
KARAR NO : 2020/1808
KARAR TARİHİ : 12.03.2020

MAHKEMESİ : …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan babaları …’in maliki olduğu çekişme konusu 436 ada 107 parselde kayıtlı 2 no’lu bağımsız bölümü, mirasbırakanın ikinci eşi olan davalı …’ın, mirasbırakanın yaşlılığından ve kanser hastası olmasından faydalanarak aldığı vekaletnameye istinaden ilk evliliğinden olma davalı kızı Elçin’e satış yoluyla temlik ettiğini, hileli satış yapıldığını ve kendilerinden mal kaçırıldığını ileri sürerek çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemişler; cevaba cevap dilekçesinde, davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, talep sonucunu miras payları oranında iptal tescil olarak ıslah ettiklerini beyan etmişler; 02.05.2016 tarihli dilekçeyle, daha önce yapılan ıslahın hukuki varlık kazanmadığını, ıslah yapılmamış gibi dava dilekçesindeki talep doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini belirterek tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescilini istemişlerdir.
Davalılar, dava dışı mirasçı Yiğit’e davanın ihbarını, adı geçen mirasçının yasal temsilcisi olan davalı … ile menfaat çatışması olduğu için kayyımla temsili gerektiğini, kayıt maliki davalı … olup davalı … ile davanın ilişkilendirilemediğini, mirasbırakanın davalı … ile geçimsizliği nedeniyle açtığı boşanma davasının retle sonuçlandığını, mirasbırakanın sürekli olarak ekonomik sıkıntı çektiğini, çekişme konusu taşınmazı satmaya ihtiyacı olduğunu, davalı …’in ise alım gücü bulunup davalı annesi Perihan ve dava dışı kardeşi Yiğit’in dışarda kalmamaları için taşınmazı almak zorunda kaldığını, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla işlem yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İlk Derece Mahkemesince, iddianın sübutu gerekçesiyle davanın kabulü ile pay oranında iptal tescile karar verilmiş; davalı yanın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine, vekalet ücreti yönünden kabulü ile hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.11.2019 Perşembe günü saat 10.50’de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, HMK 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Öte yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda, HMK’nin 26. maddesi ve doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca davacıların Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.10.2014 tarih 2014/516 Esas 2014/573 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları oranında iptal tescile, kalan payın ise davalı … üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalı adına da tescile karar verilmek suretiyle dava konusu olmadığı halde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi doğru değildir.
Diğer yandan, harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısım olup, davanın kabulü halinde bu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, alınması gereken harç, mirasbırakan tarafından davalıya devredilen taşınmazın davacıların veraset ilamındaki paylarına (toplam 2/4) isabet eden kısmının dava tarihindeki değeri (toplam 74.356,43 TL) üzerinden hesaplanması gerekirken ilk derece mahkemesince taşınmazın tamamının değeri esas alınarak fazla karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir.
Ne var ki; anılan hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;
İlk derece mahkemesine ait hükmün 1. fıkrasında yer alan “ Kocaeli İli Karamürsel İlçesi 37 Pafta 436 Ada 107 Parsel sayılı B Blok 2 nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/516 Esas 2014/573 Karar sayılı ilamı doğrultusunda 4 pay kabul edilerek 1 payının davacı …, 1 payının davacı …, 2 payının davalı … adına tapuya tesciline,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Dava konusu Kocaeli İli Karamürsel İlçesi 436 ada 107 parsel sayılı taşınmazda bulunan B blok 2 no’lu bağımsız bölümün davalı … adına olan tapu kaydının davacıların Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.10.2014 tarih 2014/516 Esas 2014/573 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları oranında iptali ile iptaline karar verilen payların davacılar adına tesciline, kalan payın davalı … üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına,
İlk derece mahkemesine ait hükmün 3. fıkrasında yer alan “Alınması gereken 10.159,00 TL harçtan peşin alınan 427,00 TL harç ve 842,60 TL tamamlama harcının mahsubu ile 8.889,00 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 3. fıkra olarak “ Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.079,28 TL nispi karar ve ilam harcından 426,95 TL peşin harç ve 842,60 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.809,73 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.