YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4838
KARAR NO : 2021/3223
KARAR TARİHİ : 10.06.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki olduğu 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazının vekil tarafından diğer davalı …’a satış suretiyle temlik edildiğini, temlikten haberi olmadığı, vekilin okuma yazma bilmediğini, vekilin kandırıldığını, satış bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil ya da taşınmaz bedelinin davalılardan tazminine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuş, diğer davalı … ise taşınmazın satışı nedeniyle kendisine bir bedel ödenmediğini bildirmiştir.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece ‘… öncelikle Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/340 esas sayılı dava dosyasının Yargıtay’dan dönüşünün beklenmesi, ilgili kararın bozularak gelmesi halinde eldeki dava ile birleştirilmesi, Yargıtay’dan onanması halinde o dosyadaki maddi olguların eldeki dava ile birlikte yukarıda açıklanan ilkelere göre değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; davacı, tapu iptal ve tescil isteğinin yanında terditli olarak tazminat isteğinde de bulunduğu halde bu konuda olumlu ya ada olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması da isabetli değildir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin olarak verilen karar ise Dairece “…Eldeki davada, vekil taşınmazı davalı …’a 31.000,00 TL bedel karşılığında devretmiş olmasına rağmen gerçek değerin 79.412,90 TL olduğu saptanmış, davalı … da 31.000,00 TL’den fazla bir miktar ödediği savunmasında bulunmamıştır. Bu durumda, 79.412,90 TL değerindeki taşınmazın 31.000,00 TL bedelle satılması ile davacı taraf zarara uğratılmıştır. Hal böyle olunca; davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı … tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.06.2021 Perşembe günü saat 09.35 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı …’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.
Ne var ki, harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Somut olayda, mahkemece dava konusu taşınmazın değeri 88.348,13 TL olarak saptanıp, davanın kabulüne karar verilmesine karşın; belirlenen değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, eksik harç alınması doğru değildir.
Ancak; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine 2.bent olarak “Alınması gereken 6.034,71TL harçtan davacı tarafından yatırılan 185,40TL peşin ve 620TL tamamlama harcının mahsubu ile geriye kalan 5.229,31TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına” cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.