Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/4155 E. 2020/4920 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4155
KARAR NO : 2020/4920
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada;
Asıl davada ve birleştirilen 2011/68 Esas sayılı davada davacı …, kayden maliki olduğu …ada …parsel sayılı taşınmazdaki … nolu bağımsız bölümü babası …’in kredi çekebilmesi için onun kayınvalidesi olan davalı …’ya, babası …’a verdiği vekâletname ile satış suretiyle temlik ettiğini, kredi borcu bittiği halde taşınmazın iade edilmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davaları açmıştır.
Birleştirilen 2010/180 Esas sayılı davada davacı …, ….ada…parsel sayılı taşınmazdaki 14 ve 29 nolu bağımsız bölümleri müteahhitlik yapan … ve …’den harici satış sözleşmeleri ile satın aldığını, arsa sahiplerinden tapunun alınabileceği zamanda yurt dışında olduğu için ikinci eşi…’e tapuları kendi adına almasının söylediğini, buna rağmen eşi …’in 14 nolu dairenin kendi adına, 29 nolu dairenin ise annesi davalı … adına tescilini sağladığını, daha sonra eşi …’in 14 nolu bağımsız bölümü de kendisinden habersiz davalı …’ya mal kaçırmak için devrettiğini, davalının alım gücü olmadığını, eşi … evi terk edince yaptığı araştırma sonucunda temlikleri öğrendiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen 2011/82 Esas sayılı davada ise davacı …, 26814 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 14 dairenin kredi çekilebilmesi için eşi … tarafından davalı …’ya satış suretiyle temlik edildiğini, kredi borcu ödendikten sonra taşınmazdaki 14 ve 29 nolu dairelerin iade edilmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep etmiş, yargılama sırasında ölümü üzerine davalar mirasçılarından … ve … tarafından takip edilmiştir.
Davalılar Durna ve …, iddiaların asılsız olduğunu, yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazların bedelleri ödenerek satın alındığını, kredi çekmek suretiyle satış bedelinin ödendiğini, kredi taksitlerini halen ödemekte olduğunu, davalı … ile davacı … arasındaki boşanma davasında baskı aracı olması için eldeki davaların açıldığını, davalı …’in kayıt maliki olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalılar Hüseyin ve Murat, müteahhidi oldukları taşınmazda davacı …’a iki adet daire sattıklarını ve bedelini davacı …’dan aldıklarını, tapuların ise arsa sahipleri üzerinden davacının gösterdiği kişiler olan eşi … ile kayın validesi …’a devrini sağladıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı … ise, oğlu …’in açtığı birleştirilen 2011/68 Esas sayılı davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, asıl davada inançlı işleme dayalı davacı iddiasının ispat edilemediği, çekişme konusu 26814 ada 15 parsel sayılı taşınmazdaki 14 ve 29 nolu bağımsız bölümlerin davalı … tarafından vekâlet görevi kötüye kullanılmak suretiyle temlikinin yapıldığı, tapu kayıt maliki olmayan davalı …’ın kabulünün sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle asıl dava ile birleştirilen 2011/68 ve 2011/82 Esas sayılı davaların reddine, birleştirilen 2010/180 Esas sayılı davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “…Hemen belirtmek gerekir ki, tapu iptali ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır. Öyleyse dosya kapsamı ve özelikle, birleştirilen … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/82 Esas ve … 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/68 Esas sayılı davaların kayıt malikine karşı açılmadığı, kayıt maliki olmayan davalı …’ın kabulünün sonuca etkili olmayacağı gözetilerek her iki davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacılar … ve Kazım’ın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün bu yönlerden ONANMASINA.Davacılar … ile Kazım’ın öteki ve davalı …’nın temyiz itirazlarına gelince; asıl davada ve birleştirilen … 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/180 Esas sayılı dosyada davacıların inançlı işleme dayalı iddialarını davalı …’nın eli ürünü bir yazılı belge ile ispatlayamadıklarında kuşku yoktur. Bu yönde ibraz edilen 16.12.2005 tarihli belgede 27217 ada 1 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümün kredi borcu bittiğinde asıl davanın davacısı …’e iade edileceği belirtilmişse de bu belgede davalı …’nın imzasının olmadığı da açıktır.Ancak, davacıların yazılı delil başlangıcı bulunduğu yönündeki iddiaları bakımından mahkemece, yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Tarafların kabulü ve tapu kayıtları kapsamı ile alım satım işlemleri sırasında kredi çekildiği, tapu kayıtlarına ipotek tesis edildiği sabittir.Hâl böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular gözetilerek iddia ve savunma doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, yazılı delil başlangıcı olabilecek nitelikteki her iki davaya konu taşınmazlar yönünden çekilen kredilere ilişkin banka kayıtlarının eksiksiz getirtilmesi, ödeme belgelerinin incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı hukuki niteleme sonucunda yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl ve birleştirilen … 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/180 Esas sayılı davanın reddine,birleştirilen … 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/68 Esas ve … 14.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/82 Esas sayılı davaları yönünden verilen karar kesinleştiğinden , yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacılar … ve … vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacılar … ve …’in yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10,00 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,08/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.