YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/379
KARAR NO : 2020/5086
KARAR TARİHİ : 15.10.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 598 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 20 numaralı bağımsız bölümü satın aldıktan sonra geçim sıkıntısı nedeniyle borç aldığı aile dostu …’ya devrettiğini, ancak dava konusu taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, taşınmazı geri almak için kredi çekmek istediğinde verilemeyince aile dostu olan davalının kredi çektiğini, ancak bir dönem borçlarını ödeyemeyince, davalının kalan kredi borcunu kapatıp taşınmazı üzerine aldığını iddia ederek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “…O hâlde; 05.02.2007 tarihli 50.000,00 TL bedelli Finansbank Kasımpaşa Şubesi’nden kredi çekildiği, kredinin Yıldıray’a ödendiği anlaşılmakla, 02.01.2012 tarihli yazı ekindeki dekontta davalı … tarafından çekilen kredinin ödenmesine ilişkin davacının yaptığı ödemelerin banka kayıtları göz önünde bulundurularak, tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespiti, davalı tarafından ödeme yapılmış veya davacı tarafından eksik ödeme yapılmış ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi) hükmü gereğince borcu mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi, depo edilmesi halinde davalı … adına kayıtlı 20 numaralı bağımsız bölüm bakımından iptal ve tescil isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 20 nolu bağımsız bölümün davacı tarafından 24.03.2005 tarihinde Yıldıray’a satış suretiyle devredildiği, onunda 02.02.2007 tarihinde taşınmazı davalı …’a satış suretiyle devrettiği, davalının 05.02.2007 tarihinde dava konusu taşınmaz için 50.000,00 TL kredi kullandığı, bedelin Yıldıray’a verildiği, ayrıca taraflar arasındaki banka havalelerinden davacının 07.02.2007-19.08.2009 tarihleri arasında davalıya toplamda 67.553,00 TL havale yaptığı, ayrıca davacının arkadaşı olduğu iddia edilen Tülay Şişman’ın da 21.01.2009 tarihinde 1.370,00 TL havale ettiği, toplamda davalıya 68.923,00 TL’lik ödeme yapıldığı, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda 22.12.2009 tarihinde 28.368TL kredi kapatma bedeli ve 03.11.2009 tarihinde 40.000TL bedel toplamı 68.268TL bedelin davalı tarafça davacıya ödendiğinin tespit edildiği, 27.08.2018 tarihinde bu bedelin davacı tarafından mahkeme veznesine depo edildiği, davalının ödenen bedellere ilişkin ticari temerrüt faizi talep ettiği anlaşılmaktadır.
O halde, davalının ödediği bedellerin ödeme tarihlerinden itibaren depo edilen 27.08.2018 tarihine kadar ki işleyecek faizinin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve bu bedelin de depo ettirilmesi gerekirken sadece 68.268.TL’nin depo ettirilmesi doğru değildir.
Öte yandan, davalı ticari temerrüt faizi talep etmiş olmakla taraflar arasındaki ilişki ticari nitelikte olmadığından, ticari temerrüt faizi hesaplanamayacağı da açıktır.
Davalının değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.