Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/3572 E. 2020/4673 K. 01.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3572
KARAR NO : 2020/4673
KARAR TARİHİ : 01.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;Davacı vekili, dava konusu 82 sayılı parselin 4753 Sayılı Yasa gereğince davalı … adına tescil edildiğini, daha sonra da 1617 Sayılı Yasaya aykırı biçimde satış vaadi sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanılarak alınan cebri tescil ilamı ile diğer davalı …’na devredildiğini ileri sürerek satış vaadi sözleşmesinin ve tapunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.Davalı …, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı Hazine’nin 25 yıllık yasal sınırlama süresinden sonra dava açtığı, bu durumda Hazine adına tesciline karar verilemeyeceği, önceki malikine geri döndürülebileceği gerekçesiyle davanın … yönünden kabulüyle, adına oluşan tapu kaydının iptaline ve davalı … Atak adına tesciline ilişkin verilen karar Dairece; “…22.11.1984 tarihli ve 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanunu’nun Geçici 3.maddesinde; “… uygulama alanları ve uygulama alanları dışında 1617 Sayılı Toprak ve Tarım Reformu Ön Tedbirler Kanununun 8.maddesiyle mülga 4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ve 4486 Sayılı Teknik Ziraat ve Bahçıvanlık Okulları Hakkındaki Kanunun hükümlerine göre tevzi edilen ve bilahare başkalarına devredilmiş bulunan gayrimenkullerin satışının iptaline ilişkin olarak açılmış davalar, her ne safhada olursa olsun düşer…” şeklinde düzenlemeye yer vermiş, 9.5.1985 tarihinde kabul edilen, ancak 5286 Sayılı Yasa ile bazı hükümleri iptal edilen 3202 Sayılı Yasanın geçici 9.maddesinde de aynı hüküm tekrar edilerek, 4753 Sayılı Yasa gereğince tevzi edilen taşınmazlarla ilgili olarak Hazine tarafından açılan geri alma ve iptal davalarının her ne safhada olursa olsun düşeceği öngörülmüştür.Değinilen yasal düzenlemeler karşısında, Hazinenin 4753 Sayılı Yasanın 57.maddesine dayanarak açmış olduğu davaların yasal mesnedinin kalmadığı ve taraf sıfatının ortadan kalktığı açıktır. Husumet kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir….” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve dahili davalılar … vd.vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
K A R A R-
Dava, tapu iptali – tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı gereğince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Dahili davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine.Davacı vekilinin vekalet ücretine hasren temyiz itirazına gelince;Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nın 326. maddesinin 1. fıkrasında: “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir” hükmü düzenlenmiştir.Somut olayda, her ne kadar aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, ret sebebi yargılamanın devamı sırasında gerçekleşen kanun değişikliği olduğundan davacının haksız çıkan taraf olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Bu durumda,davalılar vekili lehine yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün 3. bendindeki; “Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “Davalılar vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,” ibaresinin yazılmasına, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 01.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.