Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/3548 E. 2019/4758 K. 23.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3548
KARAR NO : 2019/4758
KARAR TARİHİ : 23.09.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı ile ortak mirasbırakan babaları …’nün maliki olduğu 1447 parsel sayılı taşınmazı diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak intifa hakkını kendisinde bırakarak çıplak mülkiyetini satış suretiyle davalı oğluna temlik ettiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, temlikin mal kaçırma amaçlı olmadığını, mirasbırakanın başka taşınmazlarını da ihtiyaç nedeniyle satışa çıkardığını, çekişme konusu taşınmazın yabancıya satılmasını istemediği için mirasbırakandan satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece “…temlikin mal kaçırma amacı ile yapılmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle bozma ilamı doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda dava değeri, dava konusu edilen taşınmazın ya da taşınmazların toplam değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların payına isabet eden değerdir.
Öte yandan, HMK’nın 326. maddesi gereğince yargılama giderinden aleyhine hüküm verilen kimse sorumludur.
Somut olayda, dava 20.000 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış, yargılama aşamasında taşınmazın toplam değeri 169.600 -TL olarak belirlenmiştir. Davacıların miras payı olan 2/4 oranına göre, dava değeri 84.800 TL olacağı için bu değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, dava reddedilmekle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekirken davalı üzerinde bırakılması da doğru değildir.
Ne var ki; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün vekalet ücretine ilişkin 3.bendindeki “9.160” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “9.534” ibaresinin yazılmasına, 4. bendindeki “davalının” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “davacının” ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacılardan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 23.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.