Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/3500 E. 2020/4711 K. 01.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3500
KARAR NO : 2020/4711
KARAR TARİHİ : 01.10.2020

MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Dava, tapu kaydının iptali, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, miras payını almasını engellemek için mirasbırakanı …’in davalılar lehine kazandırmalarda bulunduğunu, mirasbırakanın son yıllarda akli melekelerinin iyice zayıfladığını, bunu fırsat bilen davalıların mirasbırakan tarafından yapılan taşınmaz satışlarından elde edilen gelirleri aldıklarını, çok varlıklı olan mirasbırakanın terekesinden hiç nakit çıkmadığını ileri sürerek, tespit edilen taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptalini, olmadığı takdirde yapılan kazandırmaların saklı payı oranında tenkisi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiş, 23/02/2015 tarihli dilekçesi ile davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmaz olmadığından iptal ve tescilin söz konusu olmadığını açıklamıştır.Davalılar, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazların satışı konusunda bir ilgilerinin bulunmadığını, mirasbırakanın kendi tasarrufu ile satışlar yaptığını, taşınmazların adlarına kayıtlı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “…Davalıların dava konusu 1394 ada 1, 1502 ve 1503 parsel sayılı taşınmazlardaki mirasbırakan paylarını vekaleten satmaları nedeniyle edindikleri satış bedelini mirasbırakana ödememeleri durumunda vekalet görevinin kötüye kullanılmasından dolayı davacı bedel isteyebileceği gibi, eldeki davada olduğu gibi tenkis de isteyebilir. Hal böyle olunca, davalıların vekaleten devrettikleri taşınmazların bedellerini miras bırakana ödeyip ödemediklerinin toplanan ve toplanacak deliller ile tespit edilmesi,ödemediklerinin saptanması halinde tenkis isteği yönünden inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla, taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur.
Ne var ki, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Öte yandan; bozmadan sonra davalılar tarafından yeni tanık listesi verilmiş ve bu tanıklar dinlenerek sonuca gidilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 240/2. maddesi gereğince ikinci tanık listesi verilmeyeceği gibi, tanık listesinde bulunmayan tanıkların da dinlenmesi mümkün değildir.
Hal böyle olunca, taraflarca bozma kararı öncesi bildirilen tanıklarının bozma ilamında işaret edilen yönde dinlenmeleri ve diğer tüm delillerle birlikte tenkis isteği konusunda sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzerek hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine,01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.