Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/2992 E. 2020/5202 K. 19.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2992
KARAR NO : 2020/5202
KARAR TARİHİ : 19.10.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu D blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümler ile E blok 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümlerin satışı için davalı şirket yetkilisi … ile anlaştıklarını, satış bedeli olan 506.000,00 TL’nin 20.000,00 TL’lik kısmının elden; geri kalan kısmının ise bankadan havale yolu ile ödeneceğinin kararlaştırıldığını, devir işlemi için tapu müdürlüğüne gittiğinde … yerine, vekili …’ı gördüğünü, … tarafından satış bedelinin bir kısmının çantada olduğunun ima edilmesine rağmen devirden sonra satış bedelinin ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile tapu iptal tescil isteminin kabul edilmediği takdirde 506.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, hileli işlemlerin olmadığını, devir işlemi nedeniyle davacının alacaklı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, hile iddiasının davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece “…Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 12 ve 13 numaralı bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı iken davalıya temlik edildiği, davacının satış bedeli olan 22.000,00 TL’yi aldığı ve başka bir alacağının kalmadığına dair 08/05/2014 tarihli belgeyi imzaladığı görülmektedir… Somut olaya gelince; davacı tanıklarının beyanlarından davacıya ait dört adet villanın satışı konusunda davacı ve davalı …’nin anlaştıklarını, … tarafından yetkilendirilen …’e devrin yapıldığı, bedelin ise bankada ödeneceğinin bildirilmesine rağmen, davacının bankaya gittiğinde muhatap bulamadığı sonradan davalı …’nin şirketine ait ofisine gittikleri anlaşılmaktadır. Davalı tanıklarından İbrahim’in beyanından; taşınmazın devredildiği günden önce davacının kendisini arayarak devirden vazgeçtiğini söylediği, …’nin telefonlarına cevap vermediğini, ancak sonradan birlikte tapu müdürlüğüne gittiklerinde …’i gördüklerini, …’in elinde küçük bir çanta olduğunu ancak davacının iddiasının aksine o çantanın yüklü miktar para bulunduracak kadar büyük olmadığını, davacının parayı sorması üzerine …’in paranın bankada ödeneceğini söylediğini, banka müdürünü telefonla aradıktan sonra bankaya gittiklerini, daha sonra …’in parayı davalı …’nin ofisinde vereceğini ifade ettiğini, bunun üzerine ofise gittiklerini, …’in ofise parayı getirerek masaya koyduğunu ve bütün hissedarların imza karşılığında hisse bedellerini aldığını, davacının da payını aldığını, daha sonra davacı ile birlikte işyerine gittiklerini ancak o sırada davacının dolandırıldığı gibi bir kaygısını görmediğini, yine 22 adet kooperatif hissedarından biri olduğunu belirten davalı tanığı …’ın beyanından, …’in parayı aldığını ve herkese imza karşılığında bedelleri teslim edeceğini söylediğini, bunun üzerine ofise giderek imza karşılığı hisselerine düşen bedelleri aldıklarını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Somut olaya gelince; davacı ve davalı şirketin dört adet villanın satışı konusunda anlaştıkları, davacının temlikten bir gün önce, davalı tanığı İbrahim’e taşınmazı satmaktan vazgeçtiğini söylediği, ertesi gün bu kişi tarafından ikna edilmesi üzerine birlikte tapu müdürlüğüne gittikleri, davacının satış bedelini sorması üzerine davalı şirket yetkili tarafından vekil tayin edilen …’in bedelin bankada ödeneceğini söylediği, bedeli almak için davacının önce bankaya daha sonra davalı şirketin ofisine gittiği, burada diğer kooperatif ortakları ile birlikte davacıya 22.000,00 TL ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça dosyaya delil olarak sunulan 08/05/2014 tarihli bedelin ödendiğini gösteren belgenin altında matbu olarak: ‘… Taşımacılık Tur. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti’den hiçbir alacağım kalmamıştır. Tapu verildiğinde aynı gün büroya gelinip herkesin parası kendisine imza karşılığı ödenecektir.’ ibaresinin yazılı olduğu, davacının da isminin karşısına imzasının bulunduğu, bu durumda satış bedelinden dolayı davalının ibra edildiği savunması karşısında çelişkili beyan ile ibra edilmediği iddiasına itibar edilemez. Hal böyle olunca; çekişme konusu dört adet villanın temlik tarihi olan 08/05/2014 tarihindeki bedelinin keşfen saptanması ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda sonuca gidilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle ve oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.