YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2603
KARAR NO : 2020/4662
KARAR TARİHİ : 01.10.2020
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakanı …’in, 5182, 2168 ve 1282 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızına satış suretiyle temlik ettiğini, işleminin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarını iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, mirasbırakanın paylaştırma kastı ile hareket ettiğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 5182 ve 2168 parsel sayılı taşınmazların devrinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 1282 parsel sayılı taşınmazın ise dava açılmadan önce dava dışı üçüncü bir kişiye devredildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…davalının denkleştirme savunması olduğu halde bu savunma üzerinde durulmamış, mirasbırakanın gerçek amacı yeterince araştırılmadan sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır ve taşınmaz mallar ile hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece murisin yukarıda değinilen anlamda aşırıya kaçmayan, makul ölçülerde ve kabul edilebilir bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle 5182 ve 2168 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, 1282 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise önceki hükmün kesinleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir.Karar, davacı ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda yazılı olduğu üzere 1282 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 5182 ve 2168 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.Somut olayda, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras payı oranında iptaline karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilerek taşınmazların tapu kayıtlarının tamamının iptaline şeklinde hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 1 ve 2.bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 1.bend olarak “5182 parsel sayılı taşınmaz miras oranlarına göre 20 pay kabul edilerek, taşınmazın davalı üzerine olan 3 payının tapu kaydının iptali ile davacı … adına, tapuya kayıt ve tescline kalan 17 payın davalı … üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, 2. bend olarak “2168 parsel sayılı taşınmaz miras oranlarına göre 20 pay kabul edilerek taşınmazın davalı üzerine olan 3 payının tapu kaydının iptali ile davacı … adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 17 payın davalı … üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin yazılmasına, Davalı tarafın temyiz itirazının bu yönden ve re’sen yapılan inceleme sonucu kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya verilmesine, 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.