Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2019/1566 E. 2020/6181 K. 23.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1566
KARAR NO : 2020/6181
KARAR TARİHİ : 23.11.2020

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL – TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli dava sonunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları …’in 539 ada 10 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak davalı oğluna ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiğini, dava konusu taşınmazda zemin katta bulunan dükkan ve bir daireden elde ettiği kira gelirinin bulunduğunu, eşi ile bir kaç ay ara ile öldüğünü, bakıma ihtiyacının olmadığını, davalıya ve ailesine murisin baktığını ileri sürerek taşınmazın tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, mirasbırakan ve eşinin bakıma ihtiyacının olduğunu, davacıların mirasbırakan ile ilgilenmediklerini, arayıp sormadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakan ile eşinin bakıma muhtaç oldukları, temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı ivaz karşılığı olması nedeniyle tenkis hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışında tarlası ve kira gelirlerinin bulunması, kendisi ve eşine bakımın gerektiği, mal kaçırma amacının olmadığı, ivazlı bir akit olduğundan tenkis davasının dinlenemeyeceği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1928 doğumlu mirasbırakan …’in 18.03.2015 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak önceki eşi Mümine’den olma davacı kızı … ile eşi …’dan olma davacı kızı … ve davalı oğlu…’ın kaldığı, mirasbırakanın 539 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 219/239 payının tamamını davalı oğlu …’e 02.11.2006 tarihinde ölünceye kadar bakım akdi ile temlik ettiği, taşınmazın dava tarihindeki değerinin 837.360 TL olduğu, dava konusu taşınmaz dışında mirasbırakanın 834 parsel (24.125 m2) sayılı taşınmazda 2/6 payı, 6935 parsel (5 m2, arsa nitelikli taşınmazın tamamı) 2025 parsel sayılı (160 m2, yol nitelikli) taşınmazda 48/896 pay ve 2007 parsel (231 m2 sedde nitelikli taşınmazda) 48/896 payının bulunduğu ve mirasçılarına intikal ettiği, ancak değerlerinin hesap edilmediği dosya kapsamında sabittir.
Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Diger yandan; bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Somut olaya gelince mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca; mirasbırakanın dava konusu taşınmaz dışındaki taşınmazlarının temlik tarihindeki değeri tespit edilerek, dava konusu taşınmazın ölünceye kadar bakım akdi ile devrinin makul sınırda kalıp kalmadığı belirlenerek mirasbırakanın asıl amacının tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren … 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.