Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/627 E. 2020/5266 K. 20.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/627
KARAR NO : 2020/5266
KARAR TARİHİ : 20.10.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli ve vekalet ücretine hasren davalılar temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 20.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat … ile diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.Davacılar, asıl ve birleştirilen davalarda; davalılardan … ile ortak miras bırakanları …’un tam maliki veya paydaşı olduğu 220, 309, 311,211, 615,1132, 1133, 1362 parsel sayılı taşınmazlar ile 27 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 5 sayılı bağımsız bölümünün mirasçılardan mal kaçırma amacı ile görünürde satış ve ölünceye kadar bakma akdi düzenlenerek davalılar … ve …’a temlik edildiğini öne sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptaline ve adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, mirasbırakan …’in davalı … ile birlikte ikâmet ettiğini , bakımını ve ihtiyaçlarını …’ın karşıladığını; mirasbırakanı davalılara yaptığı temliklerin gerçek temlikler olduğunu, davacılara da taşınmaz temlik ettiğini ileri sürüp davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, her iki davanın da kısmen kabulüne ilişkin verilen karar Dairece ‘…Ne var ki, kararın gerekçe kısmında mahkemece benimsenen olgular ile kurulan hüküm arasında uyumsuzluk bulunduğu görülmektedir. Diğer taraftan, hükümde iptal ve tesciline karar verilen pay oranları belirtilmediği gibi veraset ilamına da bir atıf yapılmamıştır.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda miras bırakanın paylaştırma kastı ile hareket ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle davacıların mirasbırakanın davalılara yaptıkları temliklerin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı oldukları iddialarını TMK 6. ve HMK 190. maddeleri gereğince ispatlayamadıkları hususları gözetilerek asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.
Davalıların temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere; davalar birleştirilse dahi ayrı dava olma özelliklerini korurlar. Bu nedenle birleştirilen her bir dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Keza 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesine göre de hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği açıktır.O halde, asıl ve birleştirilen davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması hatalıdır.
Öte yandan, asıl ve birleştirilen davalar, 8.000,00’er TL değer gösterilerek açılmış yargılama sırasında sırasıyla 718.800,00 TL ve 359.340,00 TL üzerinden harç ikmali yapılmış olmakla, davanın esastan reddi halinde davalılar vekili lehine nisbi vekalet ücretine hükmolunması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maktu vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalıların bu yönlere değinen ve yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davalılar- birleştirilen davada davalılar vekili için 2.540.00 TL duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davacılar ve birleştirilen davada davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın davalılar-birleştirilen davada davalılara geri verilmesine, aşağıda yazılı 18.50 TL. bakiye onama harcının davacılar- birleştirilen davada davacıdan alınmasına, 20/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava ve birleşen dava muris muvazaası hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.
Yerel mahkemece murisin kastının paylaştırma olduğu gerekçesiyle davaların reddine karar verilmiştir.
Sayın çoğunluk kararı esas bakımından doğru bulurken, usul bakımından bozmuştur.Sayın çoğunluğun usul bakımından bozma sebeplerine katılmakla birlikte esas bakımından kısmen katılmak mümkün olmamıştır.Bilindiği üzere mirasçılar arasında paylaştırmadan bahsedebilmek için bütün mirasçıların mirastan birşeyler alması, bir başka ifade ile murisin mirasçılardan her birine az veya çok birşeyler vermesi gerekir. Dairenin yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Somut olayda murisin mirasçı olan eşine bir şey verilmediğine göre paylaştırmadan bahsetmek mümkün değildir. Yine paylaştırmanın mirasçılar arasında olacağında da kuşku bulunmamaktadır. Ne var ki davalı … mirasçı olmadığı gibi temlik tarihinde onaltı yaşındadır. …’in murise bakması, gözetmesi mümkün değildir….e yapılan temliklerin hangi sebeple yapıldığı hususunda yerel mahkeme kararında her hangi bir gerekçe bulunmadığı gibi sayın çoğunluk da bu hususta bir açıklama getirmemiştir.Sonuç itibariyle, Murisin davalı …’e yaptığı temliklerle birlikte, davacı olan kızlarına da birşeyler verdiği, amacının…’e yapılan temlikler bakımından mal kaçırma olmadığı söylenebilrse de …e yapılan temlikler bakımından aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Temlikler aynı işlem ile yapılmamıştır. …, murisin tek oğlu …’ten olma erkek torunudur. Murisin…’e yaptığı temlikler karşılıksız olduğu gibi, diğer kız mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalıdır. Anlatılan bu nedenlerle, mevcut usuli bozma sebepleri yanında Ümite yapılan temlikler açısından davanın kabul edilmesi yönünde bozma yapılması gerektiği kanaat ve düşüncesinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma yönündeki eksik gerekçesine katılmıyoruz.