Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/594 E. 2019/1129 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/594
KARAR NO : 2019/1129
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki davadan dolayı … 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 19.04.2013 gün ve 2011/501 esas 2013/283 karar sayılı hükmün davacı tarafından temyiz edildiği temyiz isteğinin süreden reddine ilişkin olan 08.11.2017 tarihli 2015/14100 Esas ve 2017/6248 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı tarafından istenilmiş olmakla, Tetkik Hâkimi …’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR

Dava, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, miras bırakanı …’in, damadı olan davalı …’i vekil tayin ettiğini, vekilin miras bırakanın maliki olduğu 703 parsel sayılı taşınmazı diğer davalıların miras bırakanı …’e satış suretiyle temlik ettiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ayrıca davalı …’in vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı çok düşük bedelle sattığını, satış bedelinin de miras bırakana ödenmediğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini olmadığı takdirde bedelin tahsilini istemiştir.
Davalı …, taşınmazın üçüncü kişi adına kayıtlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 08.11.2017 tarihli 2015/14100 Esas ve 2017/6248 Karar sayılı kararıyla temyiz dilekçesinin süreden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19.04.2013 tarihli kararı davacı vekiline 05.06.2013 günü tebliğ edilmiş, davacı vekili kararı 14.06.2013 tarihinde temyiz etmiştir. Bu durumda temyiz talebinin süresinde olduğu, Dairenin temyiz isteminin süreden reddine ilişkin kararının maddi hataya dayalı bulunduğu açıktır. Dairenin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin kararının ortadan kaldırılmasına karar verilip işin esasının incelenmesine geçildi.
1926 doğumlu miras bırakan …’in 11.07.2010 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı oğlu Mehmet ile dava dışı çocukları Oya ve Selen’i bıraktığı, miras bırakanın … 18. Noterliği’nin 25.2.2000 tarih ve 4525 yevmiye nolu vekaletnamesi ile damadı olan davalı …’i vekil tayin ettiği, vekilin 28.03.2000 tarihinde çekişme konusu murise ait 703 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Sevimgül’e, Sevimgül’ün de 08.06.2011 tarihinde dava dışı Güllü Çetintaş’a temlik ettiği kayden sabittir.
Hemen belirtmek gerekir ki, hasım gösterilen davalıların tapu kayıt maliki olmadıkları gözetilerek tapu iptali ve tescil istemi yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Öte yandan usul hukukumuzda dahili dava yoluyla bir kimseye taraf sıfatı verilmesine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından, mahkemece … ile …hakkınaki davanın sıfat yokluğundan reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacı dışında başkaca mirasçısının bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davaların dışında vekalet görevinin kötüye kullanılması, ehliyetsizlik vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.
Somut olayda, davacı tarafından, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni ile mirasçı olmayan davalı …’ye miras payı oranında açılan tazminat davasının dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez.
Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez.
Açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmiş olması sonucu itibariyle ve bu gerekçeyle doğrudur.
Ancak, dava, husumet yokluğundan reddedildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi uyarınca avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere fazla nispi vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir.
Anılan bu husus, karar düzeltme isteği sırasında yeniden yapılan inceleme ile anlaşıldığından ancak yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; Mahkemenin 19.04.2013 tarih, 2011/501 Esas 2013/283 Karar sayılı hükmün vekalet ücretine ilişkin 4.bendinin hükümden çıkarılarak yerine “ Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca takdir edilen 1.320 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ibaresinin yazılmasına,
Davacı vekilinin bu yöne ilişkin olarak karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenden dolayı (6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 440. maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin, 08.11.2017 tarih 2015/14100 Esas – 2017/6248 Karar sayılı ilamının bu yönden ortadan kaldırılmasına, davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 20.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.