Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/5483 E. 2020/4858 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5483
KARAR NO : 2020/4858
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları Ahmet Hilmi’nin 53 parsel sayılı taşınmazdaki payının bir kısmını ara malik kullanmak suretiyle oğlu davalı …’a, geriye kalan payı ile 1253 parsel sayılı taşınmazını da oğlu diğer davalı …’e satış yoluyla temlik ettiğini, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu ileri sürerek pay oranında tapu iptal ve tescil istemişlerdir.
Davalılar, denkleştirme savunmasında bulunarak, temliklerin gerçek bir satış olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, davalı …’in 26.11.2008 tarihli dilekçesinde belirttiği taşınmazların tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, taraflar arasında… 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/8 E. sayılı dosyasında denkleştirme isteğiyle görülen davada taraflara ait beyanlar da dikkate alınarak, yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan Ahmet Hilmi’nin, tamamı adına kayıtlı 53 parsel sayılı taşınmazdaki 5000/14950 payını 27.11.1996 tarihinde dava dışı Adnan’a satış suretiyle temlik ettiği, Adnan’ın da 26.08.1997 tarihinde davalı …’a devrettiği, öte yandan mirasbırakanın 53 parsel sayılı taşınmazdaki uhdesinde kalan payı ile 1253 parsel sayılı taşınmazın tamamını 27.11.2001 tarihinde davalı …’e satış satış yoluyla devrettiği, 1913 doğumlu mirasbırakanın 11.03.2006 tarihinde öldüğü geriye mirasçıları olarak çocukları olan davanın tarafları ile dava dışı kızı Gülümser ve kendisinden önce ölen oğlu Ali’den olma torunları dava dışı Yasemin, Tunahan ve Turgay’ın kaldığı sabittir.
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan davalarda davacının, mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasını, bir başka ifadeyle muvazaa iddiasını 4721 sayılı TMK’nin 6. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nin 190. maddesi uyarınca ispat etmesi gerekmektedir.
Somut olayda, dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle tanık beyanlarından temliklerin muvazaalı olduğu konusunda somut bir olgu ortaya konulamamış, bir başka ifadeyle mal kaçırma amacıyla anılan devirlerin yapıldığı iddiası usulünce ispatlanamamıştır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.