Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/5476 E. 2020/4661 K. 01.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5476
KARAR NO : 2020/4661
KARAR TARİHİ : 01.10.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, davalının temyizinin süresinde olmadığı gerekçesiyle verilen ek karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Davacılar, 50, 68, 96, 166, 218, 250, 262, 286, 298, 302, 303, 308, 320, 325, 335, 354, 369, 380, 382, 393, 433, 434, 507, 540 ve 541 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında … oğlu …adına tescil edildiğini, davalılar tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2003/150 Esas ve 2003/163 Karar sayılı dava sonucunda kayıt maliki … oğlu …’nin soyadının … olarak düzeltildiğini ve kesinleşmiş hükme dayanılarak tapu kaydındaki gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra davalılar adına paylı mülkiyet şeklinde intikali sağlanarak tapuya tescil edildiğini, yapılan tespitin ve soyadı düzeltmesinin gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı çekişme konusu taşınmazlardaki payların iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın reddine ilişkin olarak verilen 02.04.2015 tarihli karar, davacılar vekili Av. …’na (daimi çalışanına) 29.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, kararın 16.06.2015 tarihinde temyiz edilmesi üzerine bu kez 24.07.2015 tarihli ek karar ile süresi içinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davacılar vekili Avukat …’na yargılama sırasında yapılan tebligatların vekaletnamede belirtilen “… Caddesi…/…” adresine yapıldığı, 02.04.2015 tarihli gerekçeli kararın tebligatının da yine belirtilen adrese çıkartıldığı, gerekçeli kararın aynı çatı altında vekil ile birlikte çalışan sıfatıyla …’a, vekilin adliyeye gittiğini beyan etmesi üzerine, 29.05.2015 tarihinde imzası karşılığında tebliğ edildiği, davacılar vekili Avukat … tarafından 16.06.2015 tarihinde temyiz harcının yatırıldığı, 17.06.2015 havale tarihli dilekçe ile kararı temyiz edilmesi üzerine, mahkemenin 24.07.2015 tarihli ek kararıyla süresi içerisinde yapılmayan temyiz talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Mahkemece gerekçeli kararın tebliğinin davacılar vekiline usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve davacılar vekilinin … isimli daimi çalışanı olup olmadığı hususları üzerinde durulduğunu söyleyebilme olanağı da yoktur. Hal böyle olunca, mahkemece tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış ise temyiz talebinin reddine karar vermek, şayet tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış ise 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (TebK) 32. maddesinde yer alan yasal düzenleme de gözetilmek suretiyle, temyiz talebinin süresi içerisinde yapıldığı gözetilerek dosyanın temyiz incelemesine esas olmak üzere Daireye gönderilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile temyiz süresi geçtiğinden bahisle talebin reddi yönünde yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların yukarıda değinilen yönler itibariyle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile ek kararın (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.