Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/4779 E. 2020/5325 K. 22.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4779
KARAR NO : 2020/5325
KARAR TARİHİ : 22.10.2020

MAHKEMESİ : …BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile karar ortadan kaldırılarak, davalı … yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı … yönünden davanın esastan reddine ilişkin olarak verilen ek karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacılar tarafından istinafı üzerine Gaziantep Bölge Adliyesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile karar ortadan kaldırılarak, davalı … yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı … yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir. Davacılar vekilinin temyiz isteği dava değeri itibariyle karar kesin olduğundan ek karar ile reddedilmiştir.
Somut olayda; davacılar dava dilekçesinde dava değeri olarak 10.000 TL göstermiş, dava konusu 547, 774,759 ve 563 parsel sayılı taşınmazların davacıların miras payına isabet eden bedelinin keşfen 86.081,70TL olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.
Aynı Yasanın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Harçlar Kanununun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.
O halde, taşınmazın keşfen saptanan değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacılar süre verilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Hal böyle olunca, davacılar vekilinin temyiz isteğinin reddine dair 04.09.2018 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davacıların değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.