Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/4401 E. 2018/14777 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4401
KARAR NO : 2018/14777
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı Belediyenin yaptığı imar uygulaması neticesinde paydaşı oldukları 778, 779, 781, 782, 783, 784, 785 ve 787 (imar sonucu 8428 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8) parsel sayılı taşınmazların pazar yeri, belediye hizmet ve park alanı olacak şekilde kamulaştırılacak alan olarak ayırdığını, DOP kesintisi de yapıldığını, herhangi bir kamulaştırma işleminin söz konusu olmadığını, …. Belediye Meclisinin 27.02.2004 tarihli 4 sayılı ve 22.12.2004 tarihli 2 sayılı kararları ile söz konusu taşınmazlarda kısmen yapılaşma hakkı verilerek geri kalan alanların tamamının davalı Belediyeye bedelsiz olarak terk edilmesi konusunda imar planı değişikliği yapıldığını, kısmen de olsa taşınmazlarda tasarruf edebilmek için taşınmazların büyük kısımlarını davalıya bağışlamaya zorlandıklarını ve neticede bağış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bağıştan sonra davalı tarafından yapılan imar değişikliği ile taşınmazların ticaret alanı olarak kullanımına karar verilerek ifraz edilip 3. kişilere ihale edildiğini, 2013 yılı Aralık ayında durumdan haberdar olduklarını, bağışlamadan rücu şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, davalı Belediyece 3. kişilere satışı yapılan taşınmazların bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini istemişlerdir.
Davalı, davacılar tarafından yapılan taşınmaz bağışlarının kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olduğunu, imar uygulamasının yapılmasını davacıların talep ettiğini, tamamı davacılarda kalan taşınmazlar üzerindeki inşaat haklarının arttırıldığını, ticaret alanı oluşturulmasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)

-KARŞI OY-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları 778, 779, 781, 782, 783, 784, 785 ve 787 (imar sonucu 8428 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, ve 8) parsel sayılı taşınmazlar imar planında pazar yeri,yol, otopark, sağlık alanı ve yeşil alan olarak ayrıldığını, davalı Belediyenin kamulaştırılacak bu alanlar nedeniyle taşınmazlarında yapılaşma izni vermediğini, bu kısımların belediyeye bedelsiz terki halinde yapılaşma izni verileceği belirtilerek bu kısımların bedelsiz terkine zorlandıklarını, bu şartlarda bağış işleminin yapıldığını, davalı … meclisinin 27.02.2004 tarih, 4 sayılı ve 22.12.2004 tarih 2 sayılı kararları ile kısmen yapılaşma hakkı verilerek, kalan kısmın tamamının belediyeye bedelsiz terkiyle imar plan değişikliği yapıldığını ancak davalı Belediyenin imar plan değişikliğiyle pazar yeri, yol, otopark, sağlık alanı ve yeşil alan olarak kamu hizmetine ayrılan alanların ticaret alanına dönüştürülen kısımları ifraz edilerek üçüncü kişilere satıldığını, bu durumu 2013 yılı Aralık ayında öğrendiklerini bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek satışı yapılan taşınmazlar bedelinin HMK’nun 107. maddesi çerçevesinde belirlenen tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemişlerdir.
Davalı …, taşınmaz maliklerinin talebi sonucu tüm arsa sahiplerinin onayları alınarak taahhütnamelerde görüldüğü şekilde kayıtsız, şartsız ve bedelsiz bağış işlemi ile taşınmazların devredildiğini, idarece baskı yapılmadığını, dava konusu yerin ticaret alanına çevrilip satılması yoluyla elde edilen gelirlerin Belediye kamu hizmetlerinde kullanılacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu parsellerin kayıtsız şatsız ve bedelsiz olarak bağışlandığı, buna karşılık davacılar lehine parseller oluşturulup, inşaat hakları artırılarak menfaat tanındığı, davacıların ayrı ayrı noterde yaptıkları resmi taahhütnamelerle bağışın yapıldığı, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmazlar tapu kayıtları ve imar kayıtlarından; 778, 779, 781, 782, 783, 784, 785 ve 787 parsel sayılı taşınmazlarda yapılan imar uygulaması sonucu 8428 ada, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, ve 8 parsellerin oluştuğu, 8428 ada, 1, 2, 3,7 ve 8 parsellerin paydaşları tarafından davalı Belediyeye bağışlandığı, 8428 ada, 1, 2 3,7, 8 parsellerde 26.02.2007 tarihli imar uygulaması ile oluşan 9, 10,11,12 ve 13 parsellerden, 8428 ada 10 parselde ve 4, 5, 6parsellerde yapı hakkı tanındığı, 11 parselde 29.05.2008 tarihli imar uygulaması sonucu 14 ve 15 parsellerin oluştuğu, 15 parselde 07.06.2012 tarihli imar uygulaması ile 16 parsel, 12 parselde yapılan 05.06.2012 tarihli imar uygulaması sonucu 17,18,19 parsellerin oluştuğu, bağış suretiyle davalı … adına kayıtlı taşınmazlardan, 8428 ada 15 ve 8427 ada 28 parsel sayılı taşınmazların ihale sonucu, satış suretiyle üçüncü kişiler adına tescil edildiği, diğer taşınmazların arsa niteliği ile davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır..
… Belediye Meclisinin 27.02.2004 tarih ve 4 sayılı kararı ile, 778, 779, 781, 782, 783, 784, 785 ve 787 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırılmaya bırakıldığı, mevcut imar planında pazar yeri, yol, otopark, sağlık ocağı ve yeşil alana isabet ettiği, belediye olanaklarının kısıtlı olması nedeniyle kamulaştırılamadığı, ilgili parsel maliklerinin mağduriyetini gidermek ve kamunun kullanımına açabilmek amacıyla, 778 parselde 157.08m2, 779 parselde 2934 m2, 783 parselde 890,06m2 hisselerinin bir kısmı üzerinde krokide A harfiyle ( 9 katlı), 778 parselde 314,17 m2, 783 parselde 890,06m2, 784 parselde 1952,68m2,hisselerin bir kısmı üzerinde krokide B ile gösterilen ( 8 katlı), 781 parselde 5024,95m2, 784 parselde 20097,33m2, hisselerin bir kısmının üzerine krokide C harfiyle gösterilen (10 katlı) blokların verilmesi karşılığında geri kalan kısımların … Belediyesine terk edilmesi şeklinde imar plan değişikliğine karar verilmiştir.
… Belediye Meclisinin 22.12.2004 tarih ve 2 sayılı kararında, 8428 ada, 1,2,3 parsel maliklerinin ilgili parsellerdeki hisselerinin tamamını … Belediyesine bağışlamaları karşılığında, 4 sayılı parselde 9 kat, 5 sayılı parselde 10 kat, 6 sayılı parselde 10 kat verilmek üzere imar değişikliği yapılması kabul edilmiştir.
Yine … Belediye Meclisinin 02.02.2006 tarih 17 sayılı kararıyla, imar planında belediye hizmet alanı ve park alanı kullanımındaki 8428 ada, 1,2,7 ve 8 parseller mülk sahiplerinin hisselerini … Belediyesine bağışlamaları karşılığında, 1338,85m2 lik konut alanı verilmek üzere imar planı değişikliği yapılmıştır.
Noter taahhütnameleri ile dava konusu taşınmazlar paydaşlarının, paylarını davalı belediyeye kayıtsız şartsız bedelsiz terk etmeyi kabul ettikleri saptanmıştır.
… Belediye Encümeninin 13.03.2007 tarih 82 sayılı kararıyla, 8428 ada, 9,11,12,13 parseller ile 8444 ada 2 parsel hissedarlarının belediye meclisinin 06.05.2006 tarih, 11/41 sayılı kararı gereğince hisselerinin tamamını kayıtsız şartsız ve bedelsiz olarak belediyeye bağışlamak istediklerinden,” kayıtsız şartsız ve bedelsiz “ bağış işleminin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tanığı …, paydaşlardan …’ın oğlu ve harita teknikeri olması nedeniyle, dönemin belediye başkanıyla görüştüğünü, taşınmazlarda kamulaştırma yapılması gerektiği, kamulaştırma bedelleri ödenemeyeceğinden kamulaştırmanın yapılamadığı, 20-25 yıldan önce de sorunun çözülemeyeceği ancak belediyeye bağış yapılabileceğinin belirtildiğini, paydaşların şartlı bağışının belediye tarafından kabul edilmemesi üzerine, şartlı bağış yapılmadığını, bağış yapanların kamu alanı olarak kullanılmak üzere bağış yaptıklarını, belediyenin bu yerleri ticaret alanına çevirip sattığını halen bu yere özel hastahane yapıldığını bildirmiştir.
… Belediyesinin bağış suretiyle edindiği 1.842,59 m2 miktarlı 15 parsel sayılı taşınmazın kamu alanından ticaret alanına dönüştürülerek, 25.09.2008 tarih 170 sayılı kararla 1.500.000,00TL bedelle ihale sonucu satışından … Yapı Malzemeleri Ltd. Şt. adına tescil edildiği, yine davalı Belediyenin bağış suretiyle edindiği 3.269,15m2 miktarlı 8427 ada, 28 parsel sayılı taşınmazın ticaret alanına dönüştürülerek Belediye Encümeninin 02.11.2012 tarih 385 sayılı kararıyla ihale sonucu 9.700.000,00TL bedelle satışından … Özel Sağlık Hizmetleri İnşaat Turizm ve Sanayi A.Ş adına tescil edildiği tespit edilmiştir.
Somut olayda, her ne kadar resmi akitte, bağışın, şartsız bağış olduğu yazılmış ise de; bağışta tarafların gerçek iradesi önem taşıdığından yukarıda açıklanan belgelerden davacıların pazar yeri, yol, otopark, sağlık alanı ve yeşil alan olarak kamu hizmetinde kullanılmak koşuluyla bağış yaptıkları, bağışın koşullu olduğu ve bu taşınmazlardan bazı taşınmazların ticaret alanına dönüştürülerek üçüncü kişilere satıldığı, davacıların bedelsiz Belediyeye terk ettikleri bu yerlerin kamu yararına kullanılamayacağı sabittir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2003/6489 Başvuru sayılı, …. kararında; kamu yararı için idareye bırakılan taşınmazda, her hangi bir kamu yararına kullanılmayan ve elatılan taşınmazın, kamu hizmetlerinde kullanılmamasının genel menfaatlerin gerektirdikleri ile bireysel hakların korunması zorunluluğu arasında hüküm sürmesi gereken adil dengeyi bozduğu sonucuna vararak, başvurucular lehine tazminata hükmedilmiştir.
T.C Anayasa Mahkemesinin 09.03.2017 tarih 2014/11994 Başvuru numaralı ….ve … kararında (benzer bir olayda) özetle “ …başvurucuların maliki oldukları taşınmazı yol yapılması şartıyla Belediyeye bağışladıkları ancak Belediye tarafından yapılan imar planı değişiklikleriyle taşınmaz konut alanına dönüştürülmek suretiyle bağış vaadi sözleşmesinde belirtilen mükellefiyetin ihlal edildiği, ihlalin başvurucular açısından taşınmazın iadesi yönünde meşru beklenti yarattığı.. konut alanına dönüştürülen taşınmazın eski maliklerine iade edilmeyerek Belediyenin özel mülkü haline getirilmesi, amme menfaatlerinin gözetilmesindeki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkının korunmasındaki bireysel yarar arasında kurulması gereken makul dengenin malik aleyhine orantısız bir biçimde zedelenmesine yol açtığı, bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğundan söz edilemeyeceği, açıklanan nedenlerle mülkiyet hakkının ihlal edildiği.” sonucuna varılmıştır.
Dairenin 05.12.2017 gün, 2015/2881 Esas, 2017/7079 sayılı kararında; “ özellikle, kamu yararı amacıyla park alanı olarak kullanılmak üzere Belediyeye bedelsiz terk edilen taşınmazın imar plan tadilatıyla özel mülkiyete konu edilip 3. kişilere satılması nedeniyle, Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan davacının mülkiyet hakkına aynı maddede düzenlenen meşru amaç (kamu yararı) unsuru gerçekleşmeden müdahale edildiği anlaşıldığı gerekçesiyle” mahkemenin, park alanına terk edilen taşınmazların Belediyeye mal edilmesinin yolsuz olduğu gerekçesiyle verilen tazminat kararı oy birliğiyle onanmıştır.
Yine Dairenin 03.04.2018 gün, 2015/9529 Esas, 2018/8665 Karar sayılı ilamında da; “ okul ve park alanı olarak Belediyeye terk edilen alanlarda, imar plan değişiklikleri tevhit ifraz işlemleri sonucu konut alanına çevrilen taşınmazlardan, Belediye adına kayıtlı payların tapu kayıtlarının iptaliyle davacı adına tesciline, üçüncü kişilere satılanların davacı payına isabet eden bedele hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle mahkeme kararı oy birliğiyle bozulmuştur.
Benzer bir olayla ilgili, Y.1.H.D. 2005/9169 Esas, 2005/10496 Karar sayılı kararında; da“ kural olarak bu tür taşınmazların terkin amacına uygun kullanılması ve bunun sürdürülmesi asıldır. Davacılara terke zorlayan nedenin ortadan kalkması halinde, bağışlama niteliğindeki hukuki işlemin nedeninde var olan bağışlama koşulunun da gerçekleşmeyeceği, bir başka anlatımla taşınmazın artık yol olarak kullanılmayacağı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda davalı belediyenin bedelsiz olarak aldığı taşınmazı bedelsiz olarak iade etmesi yükümlülüğü doğar.” denilmiştir.
Somut olgular, tapu kayıtları , Belediye encümeni ve meclis kararları, tanık anlatımı belirtilen Yargı kararları ışığında değerlendirildiğinde; davacıların, dava konusu taşınmazlarında imar planında pazar yeri, yol, otopark, sağlık alanı, yeşil alan olan ve davalı Belediyenin kamulaştırması gereken alanları belirtilen kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelsiz terk ettikleri ancak Belediyenin kamuya ayrılan bu yerlerde imar plan değişikliği yaparak bir kısım alanı ticaret alanına dönüştürüp 3. kişilere satması nedeniyle kamuya terk edilen yerlerin bu amaçla kullanılmasının mümkün olamayacağı, davacıların mülkiyet haklarına müdahale edildiği, Belediyenin bedelsiz olarak aldığı taşınmazların bedelini iade etmesi gerektiğinden, bu doğrultuda gerekli inceleme yapılarak davacıların paylarına isabet eden tazminata hükmedilmesi gerektiği ve bu gerekçelerle kararın bozulması gerektiğini düşündüğümden, çoğunluğun davanın reddine ilişkin mahkeme kararının onanması görüşüne katılmıyorum.