Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/4186 E. 2020/5290 K. 21.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4186
KARAR NO : 2020/5290
KARAR TARİHİ : 21.10.2020

MAHKEMESİ: … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil-tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen 2006/377 E sayılı dosyada davanın kabulüne, diğer birleşen 2013/91 E sayılı dosya hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davaların reddine, dahili davalı … tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından bu davalı yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleşen 2013/91 E sayılı dosya davacıları ( birleşen 2006/377 E sayılı dosya davalıları) tarafından süresinde duruşma istekli olarak, diğer davacılar( birleşen davalılar) … ve …(mirasçıları) ve davalı (birleşen davacı) … vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteğinin değerden reddine karar verilip, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteklerine ilişkindir.Asıl davada davacılar … ve … , mirasbırakanları …’in adına kayıtlı 702 ada, 31, 32, 33, 34, 35, 36 ve 37 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu …’e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişler, davalı, murisin çeşitli harcamaları ve ihtiyaçları nedeniyle dava konusu taşınmazları satışa çıkardığını, kendisinin bedellerini ödemek suretiyle bu taşınmazları satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Birleştirilen … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2006/377 E- 2008/112 K sayılı dosyasında davacı …, murisin adına kayıtlı 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 288/1926 payını 28.7.1983 tarihli satış işlemi ile davalılar kızı … ve damadı …’a, 27.07.1989 tarihinde ise bu taşınmazdaki 1338/1926 payını davalı oğlu Mehmet’e satış yolu ile temlik ettiğini, yine murisin sağlığında kendisine ait gayrimenkullerden ikisini satarak, bedelini kızı …’ya …’te ev alması için gönderdiğini, ayrıca murisin 1976 yılında emekli olması sonrası aldığı tazminatını kızının evinin yapımı için harcadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile payı oranında adına tesciline, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla murisin sağlığında karşılıksız olarak verdiği kazanımların terekeye iadesine, iptal ve iade talepleri yerinde görülmezse tenkisine karar verilmesini istemiş, davalılar , davacının murisi kandırarak menkul ve gayrimenkul mallarının sahibi olduğunu, davalı …’in babası …’e parasını vererek dava konusu taşınmazı satın aldığını ve evlerini yaptırdığını, muristen bedelsiz aldığı bir yer olmadığını, davalı … ve …’ın ise gecekondudan dönme evlerinin olduğunu, bu evin arsasını muris babalarından satın alarak karı koca 1/2 hisse nispetinde mal sahibi olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Birleştirilen … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin 2013/91 E- 2013/496 K sayılı dava dosyasında davacılar,muris …’in adına kayıtlı 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1338/1926 payını davalı oğlu …’e satış yolu ile, mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini, bu taşınmazın imar uygulamaları sonucu, önce …, … Mahallesi, 702 ada 19 parsel; daha sonra … ili, … ilçe, … Mahallesi, 4793 ada, 4- 5- 6 parsel numaralarını aldığını, davalının payına karşılık davalı adına 5 parselin tam olarak, 6 parselin ise 1315/2400 pay olarak kayıtlı olduğunu ileri sürerek 4793 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, davalı …, davacıların iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, murisin sağlığında tüm mirasçılarını gözetecek biçimde ve hoşgörü sınırları içerisinde kalan kabul edilebilir paylaşma yapmadığı, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile asıl dava ve birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/377 E sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, diğer birleşen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/91 E dava dosyasında, birleşen 2006/377 E sayılı dosyasında karar verildiğinden bu dosya yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzerine, …Bölge Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesi 07.06.2018 tarihli ilamı ile, murisin amacının mirasçılardan mal kaçırmak olmadığı, satma iradesi olan taşınmazlar dışında çocuklarına ev yapması için yer verdiği / ev aldığı ve ev yapılırken yardım ettiği anlaşıldığından davacılar tarafından muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal tescil davalarının, ödenen bedelin terekeye döndürülmesi ve tenkis davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı gerekçesi ile davalılar tarafından yapılan istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl ve birleşen davaların reddine, ancak … tarafından … aleyhine açılan davada Zehranın ölümü nedeniyle davaya dahil olan mirasçısı … tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından ve … hakkında verilen karar kesinleşmiş olacağından, birleşen 2006/377 Esas nolu dosya üzerinden … aleyhine açılan davanın mirasçı …’in miras payı üzerinden kabulü yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1924 doğumlu mirasbırakan …’in 15.06.2006 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak, asıl davada davacı (birleşen 2006/377 E sayılı davada davalı) çocukları … ve … ile asıl davada davalı (birleşen 2006/377 E sayılı dosyada davacı) oğlu …’in kaldıkları, birleşen dosya davalılarından …’ın murisin kızı …’nın eşi olduğu, muris …’ın, kızlarından …’nın 2012 yılında, …’nın 2016 yılında yargılama aşamasında öldükleri, davaya mirasçıları tarafından devam edildiği, birleşen 2013/91 E sayılı dosyada; davacıların murisin kızlarından …’nın mirasçıları, davalının ise murisin oğlu… olduğu, mirasbırakanın adına kayıtlı 702 ada 31-32-33-34-35-36 ve 37 parsel sayılı taşınmazlarını 9.4.1999 tarihli satış işlemi ile davalı oğlu …’e , 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 1338/1926 payını 27.7.1989 tarihinde satış yolu ile davalı oğlu …’e, aynı taşınmazdaki 288/1926 payını ise 28.7.1983 tarihli satış işlemi ile birleşen dosya davalılarından kızı … ile damadı …’a temlik ettiği, çekişme konusu 296 ada 5 parsel sayılı taşınmazın imar işlemi neticesinde önce 702 ada 19 parsel numarasını aldığı, daha sonra yapılan imar işlemi ile ise 4792 ada 4 -5 ve 6 parsellere ayrıldığı, 4 parselde davalılar … ve …’ın 588/2400 er paylarının bulunduğu, 5 ve 6 parsellerin ise davalı … adına kayıtlı hale geldiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, asıl ve birleşen davalarda dava konusu taşınmazların temlikine yönelik işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı olarak yapılmadığının tespit edilerek asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Tarafların sair tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ne var ki, … tarafından açılan birleşen 2006/377 E sayılı dosyada davalılardan … yargılama aşamasında ölmüş olup, … mirasçıları açısından elbirliği mülkiyeti hükümleri geçerli olduğuna göre, davalı …’nın mirasçılarından olan Recep’in istinaf talebinde bulunmadığı gerekçesi ile dahili davalı … hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş ise de, elbirliği mülkiyetinde ortaklardan birinin temyiz talebinde bulunması, temyiz talebinde bulunmayan ortak açısından da hak doğuracağından dahili davalı … açısından da davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de, … tarafından açılan birleşen davada, dava konusu 4793 ada 4- 5 ve 6 parsellerin davalılardan …, … ve … adlarına kayıtlı olduğu, diğer davalı … adına kayıtlı olmadığı göz önüne alındığında, davalı … açısından davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddedilmesi doğru değil ise de, bu husus temyize getirilmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Davalı … mirasçılarının değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.