Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/4183 E. 2020/4970 K. 12.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4183
KARAR NO : 2020/4970
KARAR TARİHİ : 12.10.2020

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilinin istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, babası …’ın yaşlılığı, tecrübesizliği ve okuma-yazma bilmemesinden faydalanan davalı …’un hile ile aldığı vekaletnameyi kullanarak, … adına kayıtlı dava konusu 173 ada 14 parsel sayılı taşınmazı davalı … …’a, 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazı da diğer davalı …’a satış suretiyle devrettiğini, tüm davalıların el ve işbirliği içerisinde olduklarını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, ayrıca …’ın vekaletname ve satış tarihinde ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile … adına tescilini istemiştir.
Davalılar …ve … taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını, tapuya güvenerek işlem yaptıklarını, iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar; diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
İlk derece Mahkemesince, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 173 ada 14 ve 170 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar … adına kayıtlı iken, …’ın Bodrum 6. Noterliğinin 25.11.2016 tarih ve 06412 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil kıldığı davalı … tarafından, 173 ada 14 parsel sayılı taşınmazın 02.12.2016 tarihinde davalı … …’a, 170 ada 2 parselin de 16.12.2016 tarihinde diğer davalı …’a satış suretiyle devredildiği; eldeki davanın …’ın oğlu … tarafından 03.01.2017 tarihinde açıldığı, diğer yandan … tarafından 03.01.2017 tarihinde babası …’ın kısıtlanması talebiyle açılan Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/3 E. 2017/322 K. sayılı dosyası ile de …’ın kısıtlanmasına karar verilerek, oğlu …’ın vasi olarak atanmasına ve eldeki dava yönünden vasiye husumet izni verildiği, …’ın karar tarihinden sonra 22.06.2018 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Somut olayda; her ne kadar dava açılırken davacının dava ehliyeti bulunmasa da, yargılama sırasında …’ın kısıtlanarak kendisine davacı …’ın vasi olarak atandığı ve husumet izni de verildiği, başlangıçtaki dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderildiği gözetildiğinde HMK’nun 115/3. fıkrası uyarınca davanın usulden reddedilemeyeceği açıktır.
Ne var ki, kendisine vasi atanan …’ın karar tarihinden sonra öldüğünün anlaşılması karşısında, öncelikle davada yer almayan tüm mirasçılarının olurlarının alınması ya da TMK 640. maddesi uyarınca terekeye atanacak temsilci aracılığı ile taraf teşkili sağlanarak davanın sürdürülmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, taraf teşkilinin sağlanması zorunlu bulunduğundan, öncelikle karar tarihinden sonra ölen …’ın tüm mirasçılarının tespit edilerek davaya olur verip vermediklerinin saptanması, olur verilmezse TMK’nın 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davaya devam olunması, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek ve önemine binaen öncelikle incelenmesi, kısıtlı …’ın vekaletname ve temlik tarihinde hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, davada dayanılan diğer hukuki sebep olan vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası yönünden araştırma ve inceleme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.