Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3862 E. 2018/13928 K. 25.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3862
KARAR NO : 2018/13928
KARAR TARİHİ : 25.10.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.06.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat … ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile muhtesat aidiyetinin tespiti isteklerine ilişkindir.
Davacılar, 1668 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davalı tarafından inşa edilen binadaki daireleri satın aldıklarını, arsa paylarının adlarına tescil edildiğini, davalı yüklenicinin fiili olarak bulunmamasına rağmen inşa edilen binada bir adet daire daha göstererek karşılık gelen payı adına tescil ettirdiğini, yapılan tescilin usulsüz olduğunu, davalının uhdesinde tuttuğu 1/14 payın binada karşılığı bulunmadığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmaz üzerindeki daire ve dükkanların kendilerine ait olduğunun tespitini, davalının kötüniyetle üzerinde bıraktığı 1/14 payın iptalini ve payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, davacıların birbiri ile bağdaşmayan isteklerde bulunduğunu, davacılardan kendisine geçmiş bir pay bulunmadığından davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi, muhtesat aidiyetinin tespiti istenmekle mülkiyete sahip olduğunun kabul edilmesi nedeniyle davacıların dava açmakta hukuki menfaatlerinin de olmadığını, çekişmeli taşınmazda kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulmadığını, paydaşlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazda davalı adına kayıtlı 1/14 payın iptali ile davacıların tapu kaydındaki payları oranında adlarına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava tarihi itibariyle dava konusu 1668 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 281 m’lik Bahçeli Kargir Ev niteliği ile tapuda kayıtlı olduğu, çekişmeli taşınmazda yapılan devirlerin incelenmesinde, davalı … İşçi, çekişmeli 1668 ada 9 sayılı parselde tam malik iken 13/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 22.01.1991 tarihinde davacı …’a, 12/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı dava dışı …’ye ( …’in de 21.08.1992 tarihinde davacı … …’ye ), 11/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 09.03.1992 tarihinde davacı …’na, 10/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 02.09.1992 tarihinde dava dışı …’a ( …’nin 17.02.1997 tarihinde … ve …’e, anılan kişilerin de 21.11.2001 tarihinde davacı …’e ), 9/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 30.09.1992 tarihinde davacı …’ye, 8/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 13.01.1994 tarihinde davacı …’e, 7/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı dava dışı … …’ye ( …’nin de 11.03.2008 tarihinde davacı …’a sattığı, …’un ölümü ile mirasçıları olan …, … ve …’ye 04.07.2017 tarihinde intikal ettiği ), 6/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 12.08.1994 tarihinde davacı …’ya, 5/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 19.06.1995 tarihinde davacı …’a, 4/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 21.11.1996 tarihinde davacı …’a, 3/14 payı uhdesinde tutarak 1/14 payı 29.04.1997 tarihinde davacı …’ye, 1/14 payı uhdesinde tutarak 2/14 payı 22.09.2004 tarihinde davacı …’ya satış suretiyle temlik ettiği, halihazırda davacıların çekişmeli taşınmazda toplam 13/14 payın, davalının ise 1/14 payın maliki olduğu kayden sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, 1668 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmamış olup, taşınmaz hakkında 4721 sayılı TMK’nın 688. ve devamı maddelerinin uygulanması gerektiği kuşkusuzdur.
Eldeki davada, davacılar ya doğrudan ya da ara malikler üzerinden çaplı taşınmazdan pay satın alan kişilerdir. 11.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 1 dükkan ve 8 daireden oluşan bina için yapı ruhsatı alınmış ise de, yapı ruhsatına aykırı olarak 2 dükkan ve 10 daireden oluşan bir bina inşa edilmiştir. Taşınmazda 13 paydaş, ne var ki 12 bölüm bulunmaktadır. Ancak yukarıda yer verildiği üzere inşa edilen binada kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulmadan pay üzerinden temlikler yapılmıştır. Paya karşılık gelen bir bağımsız bölümün varlığından ve bu bağımsız bölümlerin davacılara satıldığından bahsedilemez. 22.01.1991 tarihinden başlayıp, 22.09.2004 tarihine kadar devam eden pay satışlarının geçersiz olduğuna ilişkin davacılar tarafından bir iddiada bulunulmadığı gibi, dosya kapsamına göre yapılan pay satışlarının geçersiz olmasını gerektirecek herhangi bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK’nın 1020. maddesinde ‘’ Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez. ‘’ düzenlemesine yer verilmiş olup, davacılar temlik anında ne miktar pay satın aldıklarını, taşınmazın durumunu bilmektedirler. Netice itibariyle davacılar yaptıkları akitler ile bağlıdırlar.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; hükmün onanması gerektiğini düşündüğümüzden çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.