Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3507 E. 2020/6390 K. 01.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3507
KARAR NO : 2020/6390
KARAR TARİHİ : 01.12.2020

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakan … ’ın maliki olduğu 12 numaralı bağımsız bölümü davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiğini, davalının bakım borcunu yerine getirmediğini, devrin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payları oranında mirasçılar adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde tenkise karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, temliklerin muvazaalı olmadığını edimlerini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının bakım borcunu yerine getirmediği gerekçesiyle tapu iptal tescil talebinin kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı istinaf talebinde bulunulması üzere … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından davalının istinaf talebinin esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “ Somut olaya gelince; mirasbırakanın yaşı nedeniyle rahatsızlıklarının olduğu, davacının mirasbırakan ile ilgilenmediği, bakımının davalı tarafça yapıldığı, kaldı ki ölünceye kadar bakma akdinde bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasının ancak bakım alacaklısı tarafından ileri sürülebileceği, mirasçılarının böyle bir hakkının bulunmadığı, mirasbırakanın gerçek amacının bakılmak olduğu, mal kaçırma amacı bulunsa idi; tüm taşınmazlarını davalıya temlik edebileceği, ayrıca davalının savunmasını destekleyen tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, davalı ve babasının uğradığı demiryolu kazası sonrasında davalı ve mirasbırakana tazminat ödendiği, tazminat ile mirasbırakanın bir taşınmaz satın aldığı daha sonra bu taşınmazın bedeli ile çekişmeli taşınmazı satın aldığı hususları göz önünde bulundurulduğunda, malın gerçek sahibine iade edildiğinin düşünülmesi gerektiği, netice itibariyle temlikin mal kaçırma amaçlı olmayıp, gerçekten bakım amacıyla yapıldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile bozulması üzere, yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.12.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı vekili Avukat … geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 18.50. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.