Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3371 E. 2020/3705 K. 09.07.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3371
KARAR NO : 2020/3705
KARAR TARİHİ : 09.07.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası …’ın davalı oğlunu satışa da yetkili olmak üzere vekil atadığını, davalının bu vekaletnameyi kullanarak mirasbırakanın maliki olduğu … parsel sayılı taşınmazı eşi …’a, … parsel sayılı taşınmazdaki payı ise …’a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.
Davalı, tapu iptali ve tescil isteği bakımından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, taşınmazların mirasbırakanın iradesi doğrultusunda temlik edildiğini, davacının söz konusu işlemlerden haberdar olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalılar, davanın reddini savunmulardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda davalı adına oluşturulmuş tapu kaydı olmadığından davalı yönünden pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine, dahili dava dilekçesi ile husumet yöneltilemeyeceğinden dahili davalılar bakımından davanın usulden reddine ilişkin karar, Dairece; ‘’ … Hemen belirtilmelidir ki; tapu iptali ve tescili davalarının kayıt maliki aleyhine açılabileceği, davalının ise kayıt maliki olmadığı, davaya dahil edilen kişiler yönünden ise bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı kazandırılamayacağı gözetilerek, iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Ancak, davada iptal ve tescil isteğinin yanında, bedel isteği de bulunmaktadır. Ne var ki, mahkemece, bu istek yönünden bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca; davacının bedel isteğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu istek yönünden araştırma ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davalı … yönünden tazminat isteğinin kabulü ile 151.209,12 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, önceki bozma ilamında sadece iptal ve tescil isteği yönünden değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş olması ve bedel isteği yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmaması bozma nedeni yapılmıştır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazların mirasbırakana vekaleten davalı … tarafından davaya dahil edilen … ve Halil Şirin’e satış suretiyle devredildiği, davalı …’a mirasbırakan tarafından yapılan bir temlik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mirasbırakana vekaleten temlik yapan vekile karşı muris muvazaasına dayalı olarak açılan tazminat davasının dinleme imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabulü göre de, mahkemece verilen kararın Anayasa ve HMK hükümlerine uygun bir gerekçe içermediği de tartışmasızdır.
Davalı vekilinin açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.