Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3195 E. 2021/542 K. 02.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3195
KARAR NO : 2021/542
KARAR TARİHİ : 02.02.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 1506, (yeni 2352 ada 4, 5 ve 6 parsel sayılı) parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, icra takibinden korunmak amacıyla taşınmazların önce davalıya, sonra dava dışı … isimli kişiye devredildiğini, … tarafından dava konusu taşınmazların bir süre sonra yeniden davalıya devredildiğini, devir işlemlerinde bedel ödenmediğini, …6. İş Mahkemesinin 2009/644 Esas sayılı dosyasında davalının tanık sıfatıyla dinlendiğini ve durumu ikrar ettiğini, davalının dava konusu taşınmazı ele geçirmek için planlı hareket ettiğini, amacını kuvvetlendirmek için davacı ile kira sözleşmesi yaptığını, devamında davalının söz konusu taşınmazı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile 7 adet villa niteliğindeki bağımsız bölüm ve 400.000 TL nakit para karşılığı …’ a devrettiğini, bağımsız bölümlerden birinin Murat Avcıman’ a devredildiğini, davalının haksız olarak zenginleştiğini ileri sürerek, 6 adet villa niteliğindeki bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespiti ile tapusunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, satışın gerçek olduğunu, dava konusu taşınmazın öncesinde ziraai, sonrasında kamp alanı olarak kullanıldığını, 20/01/2008 tarihinde kat karşılığı inşaat ve bir kısım para karşılığında Sönmez Budak İnşaat Ltd. Şirketine devredildiğini, yapılan sözleşme uyarınca 2352 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki F Blok F1, F2, F3 ile D Blok D1 ve D4 numaralı bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, işlemin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olduğu iddiasının yazılı belge ile ispatlamasının gerektiğini, alacaklılardan mal kaçırmak için eşe temlik yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının üzerinde başka taşınmazlarının da bulunduğunu, borçlulardan mal kaçırılmak istenseydi, bu taşınmazların da devredilmesi gerektiğini, 2000 yılında dava konusu taşınmaz satın alınırken dava dışı …’ dan borç alındığını, borç vadesinde ödenmeyince taşınmazın güvence amacıyla Sabahat’a devredilip, borç ödenince geri alındığını, Sabahat ile borç ilişkilerinin devam ettiğini, bir miktar borç ödenmeyince Sabahat’ in davalı aleyhine icra takibi başlattığını, bu borç karşılığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile edinilen bir bağımsız bölümün Sabahat’ a devredildiğini, taşınmazın 2000 yılında davacıdan temlik alındığını, kira sözleşmesi ile davacı tarafından kamp olarak işletildiğini, taşınmazdan istenilen gelirin elde edilememesi, davacının yeniden borçlanmaya başlaması ve sağlık sorunlar nedeniyle 2008 yılında taşınmazın kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile devredildiğini, davacının 2008 yılında taşınmazı devralan şirketin temsilcisi olan Sönmez Budak’ tan taşınmazı kamp alanı olarak kullanmak için kiraladığını, taşınmazın satış bedelinden para alan, yapılan işlemlerden haberdar olan, işlemlere karşı itirazda bulunmayan davacının kötü niyetli olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece, inanç sözleşmesine dayanan davanın ancak yazılı delille ispat edilebileceği, davalının 6. İş Mahkemesinde tanık sıfatıyla verdiği beyanının iddiayı kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacının da başka bir delile dayanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece “Somut olaya gelince; 1506 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından 11/7/2000 tarihinde satış suretiyle davalıya, davalının 27/2/2001 tarihinde dava dışı …’ a, onunda 22/8/2001 tarihinde yeniden davalıya, 22/01/2008 tarihinde Sönmez Budak İnş. Tur. Tic. San. Ltd. Şti’ ne temlik edildiği, devamında taşınmaz üzerine inşaat yapılarak, davalıya arsa karşılığı 7 adet bağımsız bölüm verildiği, 2352 ada 4 parsel D Blok 1 ve 4 nolu, 2352 ada 4 parsel F Blok 1, 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin davalı, 2352 ada 4 parsel D Blok 3 nolu bağımsız bölümün ise dava dışı Sabahat adına kayıtlı olduğu, davalının, İzmir 6. İş Mahkemesinin 2009/644 Esas sayılı dosyasında tanık sıfatıyla verdiği beyanında “….Kamp yeri bana aittir, kamp yeri borçlar nedeniyle icralar gelince önce Sabahat ın üzerine geçirildi, daha sonra benim üzerime geçirildi, ben birkaç kez davalı …’a kampı yeniden üzerine almasını teklif ettim, ancak almadı….” şeklinde ifade kullandığı, beyanının irade fesadı ile yapıldığına yönelik iddia ve ispatta bulunmadığı anlaşılmış olup, davalının bu beyanının mahkeme içi ikrar olarak nitelendirilmesi gerektiği ve davacının iddiasının kanıtlandığı sonucuna varılmaktadır. Ayrıca, dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalının üzerine kayıtlı bulunan 6 adet bağımsız bölümün dava konusu yapıldığı, bağımsız bölümlerin toplam bedelinin 1.235.000,00 TL olduğu, harcın bu miktar üzerinden ikmal edilmesi gerektiği, ancak, 1506 parsel sayılı taşınmazın 22/1/2008 tarihindeki değeri olan 944.256,00 TL. üzerinden harcın tamamlattırılarak davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; öncelikle keşfen saptanan dava konusu taşınmazın değeri üzerinden peşin harcın tamamlanması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi ve yukarda açılan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.02.2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Avukat … ile temyiz edilen davacı vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 63.272.85. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 02.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.