Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3163 E. 2019/5139 K. 09.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3163
KARAR NO : 2019/5139
KARAR TARİHİ : 09.10.2019

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Türkçe ve okuma-yazma bilmediğini, davalının mirasbırakanlardan kalan taşınmazla ilgili kendilerine para ödeneceğini söyleyerek notere götürdüğünü ancak sonradan taşınmazdaki payının davalıya satış ile temlik edildiğini öğrendiğini, temlikin irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu, konu ile ilgili ceza soruşturmasının devam ettiğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının payı oranında iptali ile adına tescili isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, taşınmazı usulüne uygun olarak satın aldığını, kötü niyetle açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıyı hileli eylemler ile kandırarak taşınmazı adına tescil ettirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin istinaf başvurusu …Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 fıkrası uyarınca oy çokluğu ile esastan reddedilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.194.13. TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09.10.2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-

Dava, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hile iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı tarafın istinaf başvurusu …Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince reddedilmiştir.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalının kardeş oldukları, dava konusu 366 ve 372 parsel sayılı taşınmazlarda davacının 1/4’er payını 17.09.2002 tarihinde tapuda bizzat satış suretiyle davalıya temlik ettiği, resmi senet içeriğinin iki tanık huzurunda okunup davacının sol baş parmak izinin alındığı, aynı resmi senette …ın da davalıya pay satışı yaptığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; TBK’nun 39.maddesi gereğince aldatma sebebiyle sözleşme yapan taraf, aldatmayı öğrendiği andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veye verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.
Somut olayda; davacı taraf taşınmazlardaki payını 17.09.2002 tarihinde bizzat temlik etmiş olup, aynı resmi senetle taşınmaz paydaşlarından Misbah Yılmaz da davalıya pay satışı yapmıştır. Davacı tanığı olarak dinlenen davacının eşi … 17.05.2016 tarihli duruşmadaki yeminli anlatımında “….tapuda hisse devri yapıldığını 6-7 sene önce öğrendik…” demiştir. Dava tarihinin 31.07.2012 olduğu dikkate alındığında, davacı tarafın tapuda pay satışı yapıldığını en geç 17.05.2010 tarihinde öğrendiği ve davanın hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığında kuşku yoktur. Bu nedenle, aldatma iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun kabule dair ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararın onanması görüşüne katılmıyorum.