YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3130
KARAR NO : 2020/2966
KARAR TARİHİ : 22.06.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı şirket, … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yaptığını, davalı …’in, 2006-2009 yılları arasında şirkette şantiye şefi olarak çalıştığını, şirketin ekonomik krizden etkilenmesi ve maaşları ödeyemez hale gelmesi üzerine davalı …’in işten ayrıldığını ve bir miktar maaş alacağının kaldığını; bir süre sonra davalı …’in, diğer davalı … ile gelerek kendilerinden daire almak istediklerini belirttiklerini, davalılar ile yapılan sözlü anlaşma ile bedelin, davalı …’in maaş alacağı düşüldükten sonra kalanının kredi çekilmesi yahut hazır beton temin edilmesi suretiyle ödenmesini kararlaştırdıklarını; bunun üzerine 02.06.2009 tarihinde kayden maliki olduğu … ada … parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümün 4/10 payını davalı …’a, 6/10 payını ise davalı …’e satış suretiyle temlik etmesine rağmen davalıların ne kredi başvurusu yapıp, ne de hazır beton göndermek suretiyle bakiye bedeli ödemediklerini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde 45.000,00 TL bedelin davalılardan yasal faizi ile tahsilini istemiş, yargılama sırasında ıslah ile talebini 100.000,00 TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesi ile tapu iptal-tescil isteminin kabulüne ilişkin karar Dairece; “…Somut olaya gelince davacı şirketin, satış iradesinin bulunduğu, çekişmeli 24 nolu bağımsız bölümü iradi olarak davalılara temlik ettiği, uyuşmazlığın satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 235. maddesinde satış bedeli ödenmediği taktirde satışın feshedileceği konusunda ihtirazi kayda bağlanmayan durumlarda tapunun iptalinin istenemiyeceği satıştan kaynaklanan bir alacak var ise onun istenebileceği aynı yasanın 246, maddesinde de menkul satışına ilişkin hükümlerin kıyasen taşınmaz satışlarında da uygulanacağı öngörülmüş olup dosya kapsamından satışla ilgili ihtirazi kayıt dermeyan edilmediği açıktır. Hal böyle olunca iptal tescil isteğinin reddine bedelle ilgili inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılğılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece 45.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine ilişkin karar, Dairece bu kez; “…Hemen belirtmek gerekir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, işlem yapılarak mahkemece, davanın bedel isteği yönünden kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı şirketin kayden maliki olduğu
çekişme konusu … ada … parsel sayılı taşınmazdaki 24 nolu bağımsız bölümün 4/10 payını davalı …’a, 6/10 payını ise davalı …’e 02.06.2009 tarihli akitle temlik ettiği açıktır. Öyleyse, dava konusu taşınmazın davacının talebi doğrultusunda belirlenen değeri üzerinden kendilerine devredilen pay bedeli ile sınırlı olmak üzere her bir davalının ayrı ayrı sorumlu tutulması gerekirken aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı halde toplam bedel üzerinden müteselsilen sorumlu tutulmaları doğru olmadığı gibi, kendilerine devredilen pay değeri üzerinden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları yerine fazla harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müteselsilen tahsiline hükmedilmiş olması da isabetsizdir…” gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece 45.000,00 TL bedelin davalıların çekişmeli taşınmazdaki payları oranında dava tarihinden itibaren davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı gözetilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;
Somut olayda, dava 45.000 TL gösterilmek suretiyle açılmış, davacı vekilince bozmadan sonra 24.12.2013 tarihinde 940,00 TL ıslah harcı yatırılmıştır. Mahkemece, 45.000 TL üzerinden dava kabul edildiğine, ayrıca YİBGK’nın 1944/10E, 1948/3K. Sayılı 4.2.1948 tarihli kararı gereği bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün olmadığına göre; ıslah harcının davalılardan tahsil edilmesi doğru olmadığı gibi fazla yatan harcın davacıya iade edilmemesi de isabetsizdir.
Anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 4. fıkrasının çıkarılmasına yerine, “ Davacıdan alınan 607,50 TL peşin harcın davalıların payları dikkate alınmak suretiyle belirlenen 364,50 TL’nin davalı …’dan, 243,00 TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, ıslah sureti ile yatırılan 940,00 TL harcın davacıya iadesine” ibaresinin yazılmasına, davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.