Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2018/3075 E. 2019/4340 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3075
KARAR NO : 2019/4340
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ: BÖLGE ADLİYEMAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL – TAZMİNAT

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş, anılan kararın bir kısım davalılarca istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise hakkın kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl dava davalıları … ve …, birleştirilen dava davacısı … tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacılar, mirasbırakan dedeleri …’ün maliki olduğu 1502, 157 ve 32 sayılı parsellerini 24.06.1986 tarihinde davalı kızı Safiye’ye; 738, 2115 ve 1453 sayılı parsellerini 31.03.1980 tarihinde davalı oğlu İbrahim’e; 161, 31, 387 ve 287 sayılı parsellerini ise 24.06.1986 tarihinde bir kısım davalıların murisi olan kızı …’ye satış suretiyle temlik ettiğini, tespit edemedikleri bir kısım taşınmazın da muvazaalı olarak davalılara devredildiğini, davalıların da üçüncü kişilere sattığını, babaları Mehmet’in mirasbırakandan önce ölmesi nedeniyle anneleri Safiye’nin başkası ile evlenme ihtimaline karşı temliklerin yapıldığını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, devredilenler mevcut ise bedelin tahsilini istemişlerdir.
Birleştirilen davada davacı …, mirasbırakan babası Mehmet tarafından kardeşleri Safiye ve …’ye yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptalini ve miras payı oranında adına tescilini istemiş, asıl davaya yönelik; 738, 2115 ve 1453 sayılı parselleri aslında kendisinin satın aldığını, o dönem birlikte yaşadığı mirasbırakan adına tescil edildiğini, mirasbırakanın bir hakkın teslimi amacıyla devir yaptığını belirterek reddini savunmuştur.
Davalı …, mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile hareket etmediğini, sağlığında bir kısım taşınmazlarını tüm mirasçıları arasında paylaştırdığını, davacılara da 95 ada 7 sayılı parselini verdiğini, mirasbırakanın geriye taşınmazlar da bıraktığını bildirip, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalılar … ve … ön inceleme duruşmasında, açılan davayı kabul ettiklerini, dava dilekçesinde belirtilen hususların doğru olduğunu beyan etmişlerdir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş, anılan kararın bir kısım davalılarca istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulü ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise hakkın kötüye kullanıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, mirasbırakanın yaptığı temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Asıl dava davalıları … ve …’ın işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, dava konusu 387 parsel sayılı taşınmazın ( 10.660 m2 ) bir kısmının (2.709,58 m2 ) kamulaştırılması neticesinde kalan 7.950,42 m2’lik kısmının 3192 sayılı parsel adı altında …adına tescil edildiği, daha sonra yenileme çalışması ile 3192 sayılı parselin 7.906,97 m2’lik 220 ada 12 parsel sayılı taşınmaza dönüştüğü gözetilmeden, bölge adliye mahkemesince ada-parsel bilgisi belirtilmeyen ve yenileme ile m2’si değişen 7.950,42 m2’lik taşınmaz için hüküm kurulması doğru değildir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; bölge adliye mahkemesi hükmünün ( 2-ı ) bendindeki ‘’ tevhid parseli 387 numaralı 10.660,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile tevhid parseli 287 numaralı 6.920,00 m2 yüzölçümlü taşınmazların tevhidi ile oluşan 3192 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma dışında kalan 7.950,42 m2’lik kısmı için …adına olan tapu kaydının, ‘’ ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine ‘’ dava konusı 387 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma kapsamı dışında kalan, tevhit, ifraz ve yenileme ile oluşan …adına kayıtlı 220 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ( 7.906,97 m2’lik ) tapu kaydının, ‘’ ibaresinin yazılmasına, asıl dava yönünden hükmün bu şekli ile 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA
Birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Birleştirilen dosya davacısı …, asıl davada; mirasbırakan tarafından kendisine temlik edilen üç adet taşınmazın bir hakkın iadesi kapsamında kaldığını ve muvazaa bulunmadığını, diğer mirasçılara yapılan temlikler de ise mal kaçırma amaçlı hareket edildiğini savunmuş, akabinde birleştirilen davayı açarak, diğer mirasçılara devredilen taşınmazlar yönünden muris muvazaasına dayalı iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
O halde …’ün dava açma hakkını açıkça kötüye kullandığından bahsedilemez. Şöyle ki, asıl davada bir kısım mirasçılar dava açtıktan sonra mirasçı … de birleştirilen davayı açmış, temliklerin muvazaalı olduğunu iddia etmiş, asıl davanın kabul ile sonuçlanmış olmasını da temyize getirmemiştir.
Hal böyle olunca, birleştirilen davada 4721 sayılı TMK’nın 2/2. maddesinin uygulama yeri olmadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
…’ün yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin birleştirilen davada verdiği kararın BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2.maddesi gereğince dosyanın kararı veren … Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.